Martin Eden, işçi sınıfındaki zorluklardan kurtulup yazar olma hayalini gerçeğe dönüştürmeye çalışan bir denizcinin hikâyesini beyazperdeye yansıtıyor.
Endüstriyel orta sınıfın genç bir üyesi olan Arturo'yu dayaktan kurtaran denizci Martin Eden, çocuğun ailesinin evine davet edilir. Burada Arturo'nun güzel kız kardeşi Elena ile tanışır ve ona ilk görüşte aşık olur. Kültürlü ve kibar genç kadın, Martin'in sadece sevgisinin nesnesi değil, aynı zamanda ulaşmayı arzuladığı sosyal statünün de sembolü haline gelir. Martin, büyük çabalar pahasına ve mütevazı kökeninin temsil ettiği engelleri aşarak yazar olma hayalinin peşinden gider. Yaşlı entelektüel Russ Brissenden'in etkisiyle sosyalist çevrelere dahil olur, bu da onu Elena ve onun burjuva dünyasıyla karşı karşıya getirir.