Frantisek Vlâcil’in, 18. yüzyıl Bohemya ormanlarında geçen, iddialı ve çok katmanlı ortaçağ epiğinin teması, paganizmden Hıristiyanlığa geçiştir. Filmde, masum, manastıra bağlı klan liderinin önder kızının (Magda Vâsâryovâ), vahşi pagan savaşçısı Mikolos Kozlik’e (Frantisek Veleck) esir düşüşü ve cinsel sömürüye maruz kalışı anlatılır.Tamamlanması altı yıl süren, sembollere ve metaforlara vurgu yapan, hemen hemen üç saatlik eksiltili bir anlatıdır Marketa Lazarov. Vizyona girdiği ilk günden itibaren birçok dergi tarafından "afallatıcı bir iş, sıradan ticari sinemaya benzemeyen bir film" olarak tanıtılarak hak ettiği değeri de gördü. Savaş öncesi avangard romana dayanan ve Carl Theodor Dreyer, Akira Kurosawa ve Ingmar Bergman görselini anımsatan bu siyah-beyaz Gotik başyapıt, 1988 yılında, ülkedeki eleştirmenler ve sanayi önderlerinin bir araya geldiği bir panelde tüm zamanların en iyi Çek filmi seçilmişti. Şiirsel lirizmi ve tarihi filmleriyle tanınan Vlacil (1961’de çektiği The Devil’s Trap, karşı-Reform sürecini anlatırken, 1967 yapımı Vallery of the Bees’deki Çek kahramansa Tötonik bir şövalyedir), bu filmde aksiyon yüklü yüzeysel bir macera anlatımı yerine, sinematografisinden ve hikâyenin geçtiği dönemin tarihsel gerçekliklerinden hiç sapmadan, atalarının psikolojik ve tinsel dünyalarını derinlemesine çözümler. Bu yüzden Marketa Lazarov bir ahir zaman kâbusu gibidir: türünü ya da korku uyandırma sebebini sınıflandırmayacağımız bir sinematik şiirdir.