10.0
Toplamda 1 oy verildi.
Adblock Tespit Edildi! Adblock ile bu partı izleyemezsiniz. Lütfen reklam engelleyici eklentinizi devre dışı bırakınız ve sayfayı yenileyiniz!
Yume
İMDb Puanı 7.8

Yume

-

Düşler

"Düşler" farklı hikayelerin anlatıldığı, birbirinden bağımsız 8 kısa filmden oluşuyor. "Sunshine Through The Rain", ailesi tarafından dışarı çıkması yasaklanan bir çocuğun, toplum tarafından kutsal sayılan bir günde yaşadıklarını anlatıyor. "The Peach Orchard", insanoğlunun doğaya müdahelesinin yol açtığı sonuçları vurgularken, "The Blizzard"la bir dağda mahsur kalan insanların dramını perdeye yansıtıyor. "The Tunnel", ölümlerinden sorumlu olduğu ölü askerleri bir tünel çıkışında gören adamın dramını anlatıyor... "Crows", ünlü ressam Vincent Van Gogh'un yaşadığı bölgeye ve sanatına dair bir çalışma.. Güneşli bir yaz gününde yaşananları "Village of the Watermills" ile anlatan Kurosawa, son iki bölümde ("Mount Fuji in Red" ve "The Weeping Demon") nükleer tehlikenin insanlık üzerindeki etkilerini araştırıyor..
  Tür: Dram , Fantastik
  1. Mikio Naruse Sinemasında Materyalist Etik
      3 hafta Önce   469
    Mikio Naruse Sinemasında Materyalist Etik Mikio Naruse’nin külliyatı hakkında yazan eleştirmenler, kaçınılmaz olarak olumsuz karşılaştırmalara ve eksiklikler listesine düşerler. Japon auteur’ler panteonuna geç dahil olmuş bir isim olarak Naruse, daima Kurosawa, Ozu ve Mizoguchi’nin altında değerlendirilmiştir. Şikâyetlerin ortak bir nakaratı vardır. Naruse içsel, ev içi dramlar yapmıştır ama onun işleri Ozu’nun eserleri kadar oyunbaz ya da sevimli değildir. Ozu ile birlikte Shochiku’nun Kamata stüdyolarında çıraklık yapmıştır, ama ya o stüdyonun hafif, eğlenceli üslubunu öğrenememiş ya da öğrenmek istememiştir. Israrla ağır, kasvetli ve depresif olmaya devam ettiği için oradan ayrılmasına memnuniyetle göz yumulmuştur. İki altın çağı kucaklayan klasik bir yönetmendir, ancak onun eserleri Bordwell’in kutladığı Japon sinemasının kendine özgü biçimsel süslemelerini ya da Burch’un betimlediği Japon estetik pratiğinin radikal sapmalarını örneklemez. Kadın melodramları çekmiştir, ama bunlar ne üslup açısından ne de duygusal yoğunluk açısından Mizoguchi’ninkiler kadar incelikle etkileyicidir.
    Kubrick (1927-1999) ve Sonrası: Sinemanın Mirası
      1 ay Önce   143
    Kubrick (1927-1999) ve Sonrası: Sinemanın Mirası "Hepimiz Kubrick'in çocuklarıyız, değil mi? Onun yapmadığı bir şeyi yapabilir misin ki?" (Paul Thomas Anderson)
    Kore sinemasının Tarantino’su; Chan Wook Park
      5 ay Önce   100
    Kore sinemasının Tarantino’su; Chan Wook Park Sinemayı, kültürü, güzel sanatları ve müziği seven, hikayelerini kendi yaşadığı hayattan ziyade diğer sanat eserlerinden elde ettiği hayal gücüyle yeniden kurgulayan Park Chan-wook, felsefi içerikleri kadar aşırı şiddet içeren hikayeleriyle tartışılan, kanlı ve vahşet dolu filmleri nedeniyle Kore sinemasının Tarantino'su olarak anılan bir yönetmen.
    Beş Maddede Roberto Rossellini
      11 ay Önce   102
    Beş Maddede Roberto Rossellini Aslı Özgen’in kaleminden Roberto Rossellini sinemasının olmazsa olmaz beş özelliği…
    Deleuze’ün Sinema Felsefesi
      12 ay Önce   145
    Deleuze’ün Sinema Felsefesi Deleuze’ün sinema felsefesi, temel olarak “kavram yaratma” üzerine odaklanmaktadır. Deleuze’ün sinema üzerine yaptığı çalışmaların temeline bakıldığında sinema, sonsuz bir düşünme, var olma ve karşılaşma halini yansıtan temel bir olgudur. İmgelerin yarattığı kanallar vasıtasıyla farklı disiplinlerdeki düşüncelere etki edebilen (ya da başka disiplinlerdeki düşüncelerden etkilenen) sinema, kendi gerçekliğine sahip olan bir düşünme şeklidir. Bu anlamda sinema, düşünceler aracılığıyla bir üretim tarzı olmanın yanında, aynı zamanda hareketin ve zamanın imgelerin içinde filizlendiği bir sanat türüdür. Dolayısıyla sinemada hareket ve anlam Deleuze tarafından büyük önem taşımaktadır.
Yorum Alanı

+ 18 = 27