Paunvere kilise okulu öğrencileri Arno ve Teele, Toots ve Kiir, Tõnisson ve Imelik bir okul kışı boyunca gerçek dostluktan ilk aşka, kendilerini keşfetmekten yaşam hedeflerini netleştirmeye kadar izlerini gelecek yaşamlarına taşıyacakları duygular yaşarlar.

Malesef sanat sinemasından yoksun bir propaganda filmi olmuş. Yıl 1876. Bulgarlar, Osmanlı esaretinden kurtulmaları için Rusya'nın kendilerine yardım edeceği umudunu beslemektedir. Petersburg'da köleleştirilmiş Slav ulusunu destekleyen bir miting düzenlenir. Çar Aleksandr'ın sarayında, Rusya ile Osmanlı arasındaki savaşın hem içeride hem de dışarıdaki olası yansımaları tartışılır. Aynı konu Bismark'ın ofisinde diğer Büyük Güçlerin temsilcileri tarafından da ele alınır. Rus-Türk Savaşı ilan edilir. Rus birlikleri Bulgaristan'a doğru yola çıkar. Tuna'yı geçerler. Stara Zagora kasabası yakınlarında Ruslar, Bulgar gönüllülerden oluşan kuvvete Rusya'nın Samara kasabasında yapılmış bir sancak hediye eder. Sultan'ın sarayında Lord Henry Eliot, İmparatorluğun bu kriz döneminde karar alma sürecine yardımcı olur.  Şipka geçidi savaşında Bulgar gönüllüler, general Stoletov komutasındaki Rus askerleriyle yan yana savaşır. İki general Totleben ve Gurko'nun kış aylarında Balkan Sıradağları'nı geçme konusunda ısrar ettiği Rus karargahındaki konseyin ardından Rus birlikleri Bulgar rehberler eşliğinde dağ geçitlerinden yola çıkar. Bulgar ve Ruslar Şipka'nın savunması için cesurca savaşır. Sofya'ya giden yol açılmıştır. Ancak Rus ordusunun ilerleyişi, Batılı Güçlerin savaşı durdurma ültimatomuyla durdurulur.

Mağribi general Othello, yeni karısı Desdemona'nın teğmeni Michael Cassio ile bir ilişki yaşadığını düşünmesi için manipüle edilir, oysa gerçekte tüm bunlar Lago adında acımasız bir asteğmenin planının bir parçasıdır. Shakespeare oyununun Sovyet versiyonu.

Rus mühendis Petr Garin, herhangi bir hedefi yok edebilen eşsiz bir ışın atma silahına sahiptir. Amacı bu silahın yardımıyla dünya egemenliğini ele geçirmektir. Vasily Shelga ise hem onu durdurmak hem de başkalarının bu silaha sahip olmasını engellemek için harekete geçer.

Yönetmen Karen Shakhnazarov'un kısmen Kafka, kısmen Agatha Christie ve kısmen de Monty Python'un gerçeküstü komünizm hicvi, Varakin (Leonid Filatov) adında sıradan bir mühendisin, hiçbir şeyin mantıklı olmadığı ama herkesin mantıklı gibi davrandığı ücra bir şehre gelişini anlatıyor. Kısa sürede, Varakin'in kayıp babası olabilecek (ya da olmayabilecek) yerel bir restoran şefi olan Nikolaev'in intiharı (ya da muhtemelen cinayeti?) soruşturmasının içine çekilir. Gizem ne kadar karmaşık ve absürd bir hal alırsa, Varakin'in durumu da o kadar dokunaklı ve ağlamaklı bir hal alır: "Moskova'ya dönmeliyim" diye yalvarır ama nafile. Yol boyunca, bin yıllık gerçek ve hayali Rus tarihiyle ("İşte Urusov'un Sahte Dimitri II'yi vurduğu tabanca.") dolu bir yeraltı müzesi de dahil olmak üzere, Wes Anderson filmlerinden fırlamış tuhaf ve harika bir yan gösteriyle karşılaşırız. Zamanın içinde, yüzeyin çok altında donmuş balmumu figürler, Shakhnazarov'un Sovyet bürokrasisine yönelik muhteşem ve esrarengiz hicvi gibi garip bir şekilde güzel ve kimsesizdir. Büyük müzisyen Eduard Artemyev'in müziği ayrıca bir hava katıyor filme.

Yönetmen Yulia Solnsteva bir kez daha merhum eşi Alexandre Dovchenko'nun senaryosunu yazdığı ancak çekmeye ömrü yetmediği bir filmi yönetiyor. Bu savaş zamanı dramında, İkinci Dünya Savaşı'nın şiddetli stres zamanlarında hem sivillerin hem de askerlerin kahramanlıklarına vurgu yapılıyor. Aksiyonun merkezinde, fedakarlıkları ve kahramanlıkları çok daha büyük bir grup adına konuşan özellikle bir adam var.

ASSA, seksenli yılların ortasında, kış mevsiminde Kırım'da geçiyor. Genç bir müzisyen (Bananan) mafya babasının (Krymov) genç metresine (Alika) aşık olur. Paralel öykü çizgisi 18. yüzyıldaki bir suikast planını içerir.

İsveç'in Polonya'yı işgali sırasında, ulusa ihanet ettiği düşünülen cesur savaşçı Andrzej Kmicic, 17. yüzyıl Polonya topraklarında bir ülke, kurtuluş ve aşk için savaşıyor.

Son Geçit (Azerice: Axırıncı Aşırım), yönetmenliğini Kamil Rüstembeyov'un yaptığı 1971 Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ortak yapımı film.Dram, macera, aksiyon türündeki film, 1917 Soyyet Devrimi döneminde Azerbaycan'ın dağ köylerinin birindeki Sovyet yönetiminin kurulduğu ilk yılları aktarmaktadır. Önemli Azeri devrimcisi Abbaskulu Bey Şadlinski olayların merkezinde yer alır.

İki kafadar kolay para kazanmak için kasabanın en saygın adamının tek oğlunu kaçırmaya karar verirler. Bilmedikleri ise dıştan sevimli görünen bu afacan aslında küçük bir şeytandır. O. Henry'nin eserlerinden uyarlanan üç hikaye konu ediliyor.