66İZLENME
1BEĞEN
0BEĞENME
Macar sinemasının büyük görsel şairi Zoltán Huszárik, 1965 yılında "Elégia" adlı rapsodik kısa filmiyle orantısız derecede büyük bir etki yarattı. At ve insan arasındaki ilişkiyi sözcükler olmadan inceleyen bu yapıt, tek başına olağanüstü bir yeteneğin sinyalini veriyordu. Bu durum, ilk uzun metraj filmiyle daha da pekişti; film anında Macar sinemasının büyük klasiklerinden biri olarak selamlandı ve bu statüsünü bugüne dek korudu.
Bir zamanlar filme alınamaz (ve çevrilemez) kabul edilen Gyula Krúdy'nin 20. yüzyıl eşiğindeki zampara Szindbád hakkındaki öyküleri, somut anlatıdan ziyade uçucu izlenimlerden oluşur. Film de aynı özelliktedir: Szindbád (Macaristan'ın Marcello Mastroianni'si Zoltán Latinovits), güzel kadınların ve iştah açıcı yemeklerin (filmin restoran sahnesi tüm zamanların unutulmazlarındandır) hüküm sürdüğü dizginsiz bir hazcılık ve duyusallıkla yaşamaya çalışırken, giderek yalnız ve sevgisiz ölmeye kendini hazırladığının farkına varır.
"Szindbäd'ı sinema tarihinin en güzel renkli filmlerinden biri olarak tanımlamak, sadece filmi görmemiş olanlara abartı gibi gelebilir: kanıt, filmin her bir büyüleyici karesine basılmıştır. Görüntü yönetmeni Sándor Sára'nın zaten etkileyici olan tekniği bu filmde mutlak sınırlarına zorlanmış, jenerikteki isminin Huszárik'in kendisi kadar ön planda yer alması da bu durumu yeterince açık bir şekilde ifade etmiştir.