5.0
Toplamda 0 oy verildi.
Adblock Tespit Edildi! Adblock ile bu partı izleyemezsiniz. Lütfen reklam engelleyici eklentinizi devre dışı bırakınız ve sayfayı yenileyiniz!
Zulu
İMDb Puanı 6.7

Zulu

-

Suç Şehri

Caryl Ferey'nin 26 ülkede basılan ve uluslararası en fazla satan kitaplar listesinde yer alan Zulu isimli romanından uyarlanan film, hala "Apartheid"-ırkçı ayrımcılık- sistemininin etkilerinin sürdüğü ve fukara mahallelerle zengin mahallalerin sınırlarının birbirine karıştığı Cape Town'da geçiyor.Geçmişte ülkesinde yaşanan kanlı olaylar esnasında büyük acılar yaşamış olan Ali Neuman bundan sonra yetişkin bir adam olmuş ve izlerini halen daha taşıyor olsa da o günleri atlatmıştır. Ali, bu günlerde Capetown'daki Güney Afrika polis şebekesinin şefi konumundadır ve beraber çalıştığı polis memuru Brian Epkeen ile birlikte hayatını, bölgelerindeki suç oranını sıfırlamaya adamıştır. Yakınlarda iki genç kadının ölü bulunmasıyla beraber işler iyice karışır. Bölgeyi saran bu yeni dehşet, iki polis memurunun hayatlarını değiştirecek, onları kendi şeytanlarıyla yüzleşmek mecburiyetinde bırakacaktır. Jérôme Salle'in yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde Orlando Bloom ve Forest Whitaker'ın yer aldığı film 2013 Cannes Film Festivali'nin kapanış filmi.
  Tür: Dram , Gerilim , Suç
  1. Apu Üçlemesi: Bitmeyen Bir Yol Öyküsü
      2 ay Önce   30
    Apu Üçlemesi: Bitmeyen Bir Yol Öyküsü Hint yönetmen Satyajit Ray’in sırasıyla 1955, 1956 ve 1959 yıllarına ait filmleri Pather Panchali (Yol Türküsü), Aparajito (Yenilmez) ve Apur Sansar (Apu’nun Dünyası) küçük bir çocuğun büyüyüp yetişkin bir erkek olmasının öyküsünü sinemaya taşıyor.
    Masaki Kobayashi’nin İnsanlık Durumu Üçlemesi
      5 ay Önce   44
    Masaki Kobayashi’nin İnsanlık Durumu Üçlemesi II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından maddi ve manevi olarak teslim olan Japon toplumu, geçmişini ve şimdiyi unutmak üzere yeniden inşası süreci içerisine girdi. Bu dönemde yani savaş sonrası dönemde çekilmiş filmlerde, Japonya tarihî seyrinde özelde ferdin/bireyin, genelde toplumun çerçevesini/kendiliğini oluşturan ve derinleştiren başat unsurların savaşla beraber başta sinemada ve diğer sanatlarda bireycilik ve eşitlikçilik gibi modernist fikirler övülmeye ve bu evrilmenin güçlü bir şekilde inşası için eserler verilmeye başlanmıştır. Oysa ki savaş olgusu ne kadar kınanırsa kınansın sinemada ve diğer sanatlarda sanatçıların romantik duyguları ve kederleri onları ciddi bir tarihsel tartışmadan kaçındığını ve ürettikleri eserlerin duygu yönünden güçlü ve fakat bireysel anlatımların ötesine geçemeyen, düşünceleri çatıştıran değil duygusal eserler yaratmasına sebep olmuştur.
    Eric Rohmer: Suçlar ve Kabahatler
      6 ay Önce   74
    Eric Rohmer: Suçlar ve Kabahatler Eric Rohmer, Fransız Yeni Dalgacıların belki de en ‘Fransız’ıydı. Ahlakçı olmadan ‘ahlak’ üzerine filmler yapan Rohmer’in sineması, iddiasızlığıyla, olaylardan çok kahramanlarının nasıl insanlar olduğuyla ilgilenmesiyle, sürekli tekrar eden tema ve sorularıyla, bütünlüklü bir ‘döngü’nün parçalarından oluşuyor.
    Şiirsel Gerçekçi Filmler
      6 ay Önce   91
    Şiirsel Gerçekçi Filmler 1929 Buhranı sonrası sosyoekonomik kargaşanın hâkim olduğu bir dönemde doğan Şiirsel Gerçekçilik, bireyi merkezine alarak toplumsal bir hiciv lirizmi sunar. 1930’larda Fransa’da doğup ardından tüm Avrupa’yı kucaklayan akım, yaklaşmakta olan savaşın karamsar, huzursuz ve acı dolu adımlarına karşı durur; bu net duruşunu şairane bir üslupla harmanlayıp gerçeğin sert hatlarını şiir törpüsüyle silikleştirir. Toplumdaki çalışan insanın, emekçinin, kaçakçının, fabrika işçisinin sorununa, çaresiz karakterleri ve onların tutarsız davranışlarıyla gönderme yapar; sosyalizmi, sıradan insanı, sen ve ben’i savunur. Savaşın yıkmaya çalıştığı hayalleri önemseyerek, günlük hayatın şiirselliğini yakalama derdine düşüp lirik bir kadraj tekniğiyle loş ortamları, puslu havalarda, ıslak kaldırımlar üzerinde perdeye aktarır.
    En İyi 10 Varoluşçu Film!
      2 yıl Önce   301
    En İyi 10 Varoluşçu Film! Varoluşçuluk, Fransız felsefeci Jean-Paul Sartre’ın “varoluş özden önce gelir” deyimi ile açıklanabilir. Buna göre varoluşçuluk fikir yapısında bir insan kendi sonuna sahip değildir çünkü insan varlığı sadece kendisinden öte diyazn edildiğinde hayata geçer. Varoluşçu felsefeye göre bir insan yaşamadan önce de vardır ve yaşantısına anlam katmak zorundadır çünkü o, sadece kendine ne yapıyorsa odur.
Yorum Alanı

+ 46 = 49