Amerika'nın en ünlü kanun kaçağı hakkında sayısız kitap yazıldı, hikayeler anlatıldı; bu renkli ve büyüleyici öykülerin hepsi James'in halk arasındaki efsanevi kimliğine, cesur maceralarına odaklandı ve çoğu da nadiren gerçek şeylere değindi.Soyduğu ve dehşet saçtığı insanlar ve öldürdüğünü söylediği kişilerin aileleri için sadece bir suçlu olabilir, ama 1870'lerde James'in çetesinin eylemlerini anlatan sansasyonel gazetelerde ve ucuz romanlarda, Jesse huşunun ve hayranlığın odağıydı. Bir çoğuna göre, o bir Robin Hood'du; yoksul çiftçileri sömüren demiryolu ve banka sahiplerini hedef alıyordu. Haksızlığa uğrayan ve yaralanan bir Konfederasyon (İç Savaş sırasında Güney eyaletleri adına savaşan) askeri olarak, hayatını mahveden Güney Birliği'ne saldırması için trajik bir nedeni vardı. Daha da önemlisi, gitgide daha çok şehirlere yerleşip, kurallara bağlı, sıradan hayatlar yaşamaya başlayan insanlar için, James vahşi batının son temsilcisiydi: Özgürlüğün ve Amerikan ruhunun temsilcisi, kanunu hiçe sayıp kendi kurallarıyla yaşayan bir asiydi yani her yönüyle, bir efsaneydi.En büyük hayranlarının biri olan Robert Ford, hayatını günün birinde idolüyle yan yana at sürme umuduna adamış, idealist ve hırslı bir adamdı. Bir gün tarihin ona Jesse'yi sırtından vuran "adi küçük korkak" damgası vuracağını asla tahmin edemezdi.1881 yılıdır ve Jesse 34 yaşındadır. Bir yandan sonraki büyük soygununu planlarken, bir yandan da kafasına konan ödülü almak ve onu yakalayan kişi olma onuruna erişmek isteyen düşmanlarıyla savaşmaya devam eder. Ama hayatına yapılan en büyük tehdit en çok güvendiklerinden gelecektir.