9.0
Toplamda 1 oy verildi.
Adblock Tespit Edildi! Adblock ile bu partı izleyemezsiniz. Lütfen reklam engelleyici eklentinizi devre dışı bırakınız ve sayfayı yenileyiniz!
Karakter
İMDb Puanı 7.7

Karakter

1998 ‘En İyi Yabancı Film’ dalında Oscar kazanan yapımda; baba ve oğul arasında geçenler hırs, nefret ve intikam temelinde; anne ile oğul arasında yaşananlar ise ebedi bir sessizliğin gölgesinde anlatılmakta. Yapım, zor koşullarda annesi ile birlikte büyüyen Jacob’un hayalini kurduğu mesleğe ulaşırken çektiği zorlukları, babası ve annesi ile olan ilişkisini, coğrafyanın atmosferine hakim olan soğuk, net ve içe kapalı karakterleriyle birlikte, merkezine duygu yoksunu bir baba ve sevgisini hiçbir zaman gösteremeyen anneyi alarak sürükleyici bir dille yansıtmakta * bütün sinema severlerin kaçırmaması gereken cinsten. avrupa sinemasının en iyi örneklerinden biri olarak nitelendirilebilir.
  Tür: Gizem , Suç
  1. Jim Jarmusch’un Yalnız Karakterleri
      2 yıl Önce   230
    Jim Jarmusch’un Yalnız Karakterleri 2016 sonbaharında vizyona giren Paterson’dan hareketle, Bant Mag. No:52’de Jarmusch tarafından yaratılmış yalnız karakterler galerisi hazırlamıştı. Permanent Vacation’dan Paterson’a, tüm filmlerini kapsayan dosyadaki her karakter, farklı bir çizer tarafından resmedilmişti.
    Apu Üçlemesi: Bitmeyen Bir Yol Öyküsü
      2 ay Önce   30
    Apu Üçlemesi: Bitmeyen Bir Yol Öyküsü Hint yönetmen Satyajit Ray’in sırasıyla 1955, 1956 ve 1959 yıllarına ait filmleri Pather Panchali (Yol Türküsü), Aparajito (Yenilmez) ve Apur Sansar (Apu’nun Dünyası) küçük bir çocuğun büyüyüp yetişkin bir erkek olmasının öyküsünü sinemaya taşıyor.
    Ingmar Bergman Sinemasının Kierkegaard, Heidegger ve Schopenhauer Tarafı
      3 ay Önce   53
    Ingmar Bergman Sinemasının Kierkegaard, Heidegger ve Schopenhauer Tarafı Kierkegaard’ın felsefesi aracılığı ile yapmaya çalıştığı şeyi Ingmar Bergman da sineması aracılığı ile yapmaya çalışmaktadır. Kierkegaard, felsefesi aracılığı ile okuyucularının kendilikleri ile yüzleşmelerini sağlarken, Ingmar Bergman da yaratmış olduğu karakterler aracılığı ile seyircilerin yıllar boyunca içlerinde baskılamış oldukları güdüleri ve dürtüleri ile yüzleştirir. Kierkegaard ve Bergman, okuyucularının ve izleyicilerinin id bölgelerine çomak sokmaktadırlar, hatta Freud için söylenen takma adı bu iki ‘düşünür‘ için de rahatlıkla söyleyebiliriz ‘Arı kovanına çomak sokan adamlar.’
    Yeni Amerikan Dalgası’nın son harikası: Noah Baumbach
      3 ay Önce   24
    Yeni Amerikan Dalgası’nın son harikası: Noah Baumbach Hiç şüphe yok ki, ABD Bağımsız Sineması en verimli dönemi 90'lı yıllardı. “Sundance Çocukları” denilen o dönemin yönetmenleri, bugünün en sıkı sinemacıları artık. Hepsinin farklı dertleri vardı şüphesiz. Jimi Jarmusch mesela, Beat kuşağını, özellikle William Blake’i, şiirle harmanlayarak toplumun dışında kalanları stilize bir şekilde resmetti. Coen kardeşler, giderek şiddet toplumuna dönüşen ABD'yi biraz alaycı, biraz da ciddi bir şekilde ele aldı. Wes Anderson ise sinemasında Fransız Yeni Dalgası’ndan esintiler sunuyordu, edebiyata özellikle J. D. Salinger hayranlığını hemen hemen bütün filmlerinde yer veriyordu. “Yeni Amerikan Dalgası” olarak adlandırılacak olan bu dönemden son yıllarda dikkat çekmeye başlayan bir yönetmen daha var: Noah Baumbach. Her ne kadar kendisi uzun yıllardır film çekse de, beynelmilel şöhrete 2000 yılların sonlarına doğru ulaşmaya başladı.
    Üçüncü Sinema
      3 ay Önce   44
    Üçüncü Sinema Günümüzde Üçüncü Dünya halklarının ve onların emperyalist ülkelerdeki benzerlerinin anti-emperyalist mücadeleleri, dünya devriminin eksenini oluşturuyorlar. Üçüncü sinema, bize göre, bu mücadelenin içindeki, zamanımızın en büyük kültürel, bilimsel ve sanatsal manifestosunu, başlangıç noktası her insanla özgür bir kişilik yaratma olasılığını – başka bir deyişle, kültürün anti-kolonileştirilmesini – kabul eden sinemadır.
Yorum Alanı

4 + 5 =