10.0
Toplamda 1 oy verildi.
Adblock Tespit Edildi! Adblock ile bu partı izleyemezsiniz. Lütfen reklam engelleyici eklentinizi devre dışı bırakınız ve sayfayı yenileyiniz!
Gelin
İMDb Puanı 7.7

Gelin

-

The Bride

Yozgat’tan İstanbul’a göç eden Hacı İlyas ve ailesi, burada işlerini büyütüp şehre tutunmak için didinir, şehrin gözde muhitlerinden birinde dükkan açmak üzere para biriktirir. Bu sırada gelinleri Meryem, hasta oğlunun tedaviye ihtiyacı olduğuna aileyi ikna etmeye çalışır.
  Tür: Dram , Gerilim
  1. Yeni İran Sinemasında Makhmalbaf Kuşağı ve Kandahar
      3 ay Önce   91
    Yeni İran Sinemasında Makhmalbaf Kuşağı ve Kandahar “Yönetmen olmasaydım, poltikacı olurdum. Şimdi ne olmak istediğime gelince: ŞAİR” Muhsin Makhmalbaf “Men çi guyem tamburam çi guye” (1)
    Unutulmaması Gereken Yönetmen: Elio Petri ve İtalyan Politik Sinemasının Mirası
      4 ay Önce   100
    Unutulmaması Gereken Yönetmen: Elio Petri ve İtalyan Politik Sinemasının Mirası Zamanımızın büyük politik ikilemi, bizim -yani çağdaş toplumlarda toplumsal ilişkilerin bazı temel demokratik dönüşümlerini hedefleyenlerin- daha önceki politik çalkantıların gerisinde yaşıyor olmamızdır. Bu, batılı endüstriyel-kapitalist ülkeler boyunca geçerlidir. Daha spesifik olarak, toplumsal hareketler ve politik protestolar İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra filizlendi ve daha sonra 1960'ların sonu ve 1970'lerin başında politik algıları yapılandıran işaretler olmaya devam eden sözde devrimci aktivizm örnekleriyle doruğa ulaştı. Politik film yapımcılığının evrimi bu tarihin bir parçasıdır ve pek hatırlanmayan Elio Petri bunun en önemli yönetmenidir. Petri, politik analizi ve film sanatını kendisinden önce veya sonra gelen herhangi bir yönetmenden daha başarılı ve kapsamlı bir şekilde birleştirdi.
    Moufida Tlatli: Sessiz Kadınların Sinemacısı
      4 ay Önce   67
    Moufida Tlatli: Sessiz Kadınların Sinemacısı 7 Şubat 2021'de hayatını kaybeden Moufida Tlatli Arap dünyasının en önemli kadın sinemacılarından biriydi. Uzun ve verimli bir kurguculuk kariyerinin ardından imza attığı ilk filmi Sarayın Sessizliği’nden itibaren hep kadınların kıstırılmışlığına dair incelikli öyküler anlattı.
    Ingmar Bergman Sinemasının Kierkegaard, Heidegger ve Schopenhauer Tarafı
      10 ay Önce   125
    Ingmar Bergman Sinemasının Kierkegaard, Heidegger ve Schopenhauer Tarafı Kierkegaard’ın felsefesi aracılığı ile yapmaya çalıştığı şeyi Ingmar Bergman da sineması aracılığı ile yapmaya çalışmaktadır. Kierkegaard, felsefesi aracılığı ile okuyucularının kendilikleri ile yüzleşmelerini sağlarken, Ingmar Bergman da yaratmış olduğu karakterler aracılığı ile seyircilerin yıllar boyunca içlerinde baskılamış oldukları güdüleri ve dürtüleri ile yüzleştirir. Kierkegaard ve Bergman, okuyucularının ve izleyicilerinin id bölgelerine çomak sokmaktadırlar, hatta Freud için söylenen takma adı bu iki ‘düşünür‘ için de rahatlıkla söyleyebiliriz ‘Arı kovanına çomak sokan adamlar.’
    Yeni Amerikan Dalgası’nın son harikası: Noah Baumbach
      10 ay Önce   66
    Yeni Amerikan Dalgası’nın son harikası: Noah Baumbach Hiç şüphe yok ki, ABD Bağımsız Sineması en verimli dönemi 90'lı yıllardı. “Sundance Çocukları” denilen o dönemin yönetmenleri, bugünün en sıkı sinemacıları artık. Hepsinin farklı dertleri vardı şüphesiz. Jimi Jarmusch mesela, Beat kuşağını, özellikle William Blake’i, şiirle harmanlayarak toplumun dışında kalanları stilize bir şekilde resmetti. Coen kardeşler, giderek şiddet toplumuna dönüşen ABD'yi biraz alaycı, biraz da ciddi bir şekilde ele aldı. Wes Anderson ise sinemasında Fransız Yeni Dalgası’ndan esintiler sunuyordu, edebiyata özellikle J. D. Salinger hayranlığını hemen hemen bütün filmlerinde yer veriyordu. “Yeni Amerikan Dalgası” olarak adlandırılacak olan bu dönemden son yıllarda dikkat çekmeye başlayan bir yönetmen daha var: Noah Baumbach. Her ne kadar kendisi uzun yıllardır film çekse de, beynelmilel şöhrete 2000 yılların sonlarına doğru ulaşmaya başladı.
Yorum Alanı

9 + 1 =