1950'lerde İsveç'te geçen hikayede, ergenlik çağındaki Erik, üvey babasının dayağı yüzünden hayatı çekilmez bir duruma gelmiş bunalımlı bir gençtir. Üvey babasının verdiği bir kararla evden uzağa, bir yatılı okula gönderilen Erik, bunu bir kurtuluş gibi görse de kısa bir sürede hiç de göründüğü gibi olmadığını farkedecektir. Okulda öğrenciler içinde önemli bir rekabet vardır ve güçlü öğrencilerin güçsüzleri ezdiği bir ortam oluşmuştur. Öğretmenlerin bile öğrenciler kadar baskı altında bulunduğu bir tür hapishanede olduğunu farkeden Erik'i, artık geride bıraktığı yaşantısından bile daha zor günler beklemektedir.