Ari Up Haber Arama Sonuçları
Robert Bresson başlangıçtan beri aynı soruyu sormaya devam eden bir yönetmendir. Sinemasının özünde; bireylerin iç dünyası ve anlamlandıramadıkları çevre ile mücadelesi merkezdedir. Karakterlerin yalnızlıkları, içe dönüklüğü ve yaşadıkları çağ ile mücadeleleri; esaret, erdem, kaygı, intihar, suç ve masumiyet gibi temalardan beslenerek anlatılır. Olayları manipüle etmez ve yeryüzünün tüm kötülüğünü ortaya koymaktan çekinmez. Karakterlerin sonları da bu kötücül dünyaya dayanma durumlarına bağlıdır.
  •   106
  •   0
Faşist Alman Sinemasından Yeni Alman Sinemasına Almanya ve Dünya siyasi tarihinin en önemli gelişmelerinden biri kuşkusuz Almanya hükümetinin başına Adolf Hitler’in partisi, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) 5 Mart 1933 seçimlerinden birinci çıkmasıdır. Hitler başa geldikten kısa bir süre sonra yasa yapma yetkisini eline alarak, Almanya için alınacak bütün kararların tek yetkilisi olmuştur. Bu yetki sosyal kültürel ve sanatsal alanları da kapsamıştır. Sinema sanat için bir amaç değil, propaganda için bir araç haline gelmiştir. Üretilen filmler, sanatsallıktan uzaktı ve gerçekliği olmayan sadece propaganda için üretiliyordu. Sinema faşist ideolojiyi yaymak ve öğretmek için kullanılıyordu. Bundan kaynaklı olarak filmlerin içerikleri değişmişti. İçeriklerin değişmesi, bir içerik arındırmasıydı. Sinema filmleri başta Yahudilerin odağından sonrasında ise komünistlerden arındırılıyordu. Daha sonra ise sinema filmleri, sosyal demokratlardan, eşcinsellerden ve her türlü muhalefetten arındırılmıştı.
  •   150
  •   0
Aki Kaurismäki Fin bir yönetmendir. Aslında Kaurismaki’den bahsederken ‘şu ülkenin yönetmenidir.’ diye bir yargıda bulunmak ele almış olduğu filmler açısından pek de doğru değildir, çünkü 1990 yapımı ‘Bir Katil Kiraladım’ adlı filminde  bahsettiği gibi ‘işçilerin vatanları yoktur.’ 
  •   128
  •   0
Sinema kariyerine Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sının bir uyarlaması olan Rikos Ja Rangaistus filmiyle başlayan Fin senarist ve yönetmen Aki Kaurismäki, 80’li yıllardan beri kendine has bir tavırla proletaryanın sinemadaki temsilcilerinden biri olmaya devam ediyor.
  •   185
  •   0
Beş Maddede Bo Widerberg
  5 Kasım 2023

Beş Maddede Bo Widerberg

İsveç sinemasının yıllar yılı Bergman’la özdeşlemesine isyan eden, “yatay bir sinemaya” gerek duyulduğunu ileri süren bir yönetmendir Bo Widerberg. İşçi sınıfı anlatılarına, sıradan insanların hayatlarına odaklanan Bo Widerberg sinemasını Kaan Denk beş başlıkta inceliyor.
  •   86
  •   0
Werner Herzog, çeşitli coğrafyalarda çektiği filmlerin çekim aşamasında ya da sonrasında kolonyal hafızanın peşini bırakmadığını belirtir. Yönetmenin bu serzenişi çalışmanın temel çıkış noktasını oluşturmaktadır. Herzog amacının evrensel gerçeklerin imgelerini çoğaltmak olduğunu söylese de yarattığı imgeler, bölgesel tarihi tümüyle dışlar mı? Filmlerde, sömürü tarihiyle toplumsal hafıza arasında nasıl bir ilişki vardır? Bu sorularla oluşturulan temel argüman, Herzog filmlerinin bölgelerin sosyo-politik tarihini dışlamadığı, filmlerin imgeler üzerinden post kolonyal bir eleştiriyi mümkün kıldığıdır. Çalışmada, Alman kolonyal tarihindeki kolonyal fantezilerin toplumsal koşullarla olan ilişkisini açığa çıkarmak için “soylu vahşi” (noble savage) ve“German Indianthusiasm” kavramları kuramsal çerçeveye dâhil edilmiştir.
  •   213
  •   0
Yıllarca telefon melodim olan Yumeji’s Theme’i her duyduğumda ağır ağır, bastığım her adımı hissederek, elimin dokunduğu her yerde iz bıraktığımı fark ettirecek lirik bir yavaşlıkta hareket etmeme; küçükken en sevdiğim şarkının California Dreaming olduğunu ergenliğimde hatırlatarak bugünüme yepyeni anlamlarla taşımama ve tüm bunların ötesinde söylenememiş sözlerin, yarım kalmış dokunuşların, yitik geçmişin, yalnızlığın ağırlığını daha iyi görüp kucaklamama vesile olan Wong Kar-Wai kim bilir başkalarına nasıl dokunmuştur ve daha da dokunacaktır.
  •   198
  •   0
BBC Kültür, dünya sinemasının gelmiş geçmiş en iyi filmlerini belirlemek için 43 ülkeden 209 film eleştirmeninin görüşlerine başvurdu. İşte ilk 100'e giren filmler…
  •   373
  •   1
İşte benim zaviyemden, işte size, bu şehir, şehirler, metropoller ve medeniyet cangılı” diyerek söz alıyor Leos Carax. On bir yıl, bir hikâye anlatıcısının susması için kâfi bir zaman dilimi. On bir yıldan sonra, yeniden ‘anlatmaya’ başladığı noktada, bizatihi kendini malzeme yapmasına şaşırmalı. Yıllardan “muğlak”, uyanan Mösyö Carax’ı görüyoruz en evvelâ, onunla beraber hareket eden, merakını yitirmemiş köpeklerle ve çocuklarla. Kendi etinden bir anahtarla ve uyuyan bir salon dolusu seyircinin arasına kapı açılıyor: Leos’un masalına hoş geldiniz ! Kanımca bu tümcenin tamamı, havsalalarımızda, “Ey seyirci, uyan ve hoş geldin!” şeklinde güncel hâlini almalıdır.
  •   206
  •   0
24 Ocak 2012’de aramızdan ayrılan Yunanistanlı usta yönetmen Theo Angelopoulos 1935 yılında Atina’da doğmuştur. Önce hukuk alanında eğitim görmeye başlamış fakat daha sonra Fransa’ya giderek sinema eğitimini tamamlamıştır. 1964’de ülkesine döndüğünde “Democratic Change”de sinema eleştirmenliği yapmıştır. Ölümüyle yarım kalan Yüzyıl Üçlemesi’nin son filmi gibi, ilk film denemesi de yarım kalır Angelopoulos’un. 1968’de kısa metrajlı filmi Broadcast – Ekpombi’yi çeken yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi ise 1970 tarihli Tatbikat – Anaparastasi olur.
  •   255
  •   0