Paul adlı bir denizci, gemide oluşan bir arızayı fırsat bilip o sırada kıyısına yakın bir yerde bulundukları Lizbon'a gider. Bir süre sonra gemi tamir olunca yola çıkması gerekir ancak o artık başka bir arayışın peşinde, dilini bilmediği bir ülkede, hiç bilmediği bir şehirde, hiçbir şey yapmamanın sınırlarını keşfe çıkmıştır.
Bir hayalci olarak, sosyalliğin getirdiği sorumluluklardan kaçıp sadece var olmayı dener. Hiç tanımadığı yeni bir kadını keşfeder, hem onu yaşayarak hem kamerasına kaydederek. Aynı şeyi Lizbon için de yapar. Bu sırada yaşadıklarını mektuplarında anlatıp, kaydettiği görüntülerle birlikte kendisini bekleyen sevgilisine yollayarak, bir yanıyla da hala toplumsal olanla bağını koparmaz. Mektuplarında bahsettiği gibi hiçbir şey yapmıyordur, tatilde gibi de değildir , sadece var olmanın dinginliğini ve huzurunu yaşamaktadır...