Dünyada; bütün toplumlarda Kültürel açıdan, dini açıdan bir sıkışmışlık olan varolluşsal sancılar yüzyıllardır çeşitli kaynaklarda; edebiyat, felsefe, dini kitaplarla tartışılmıştır. Çoğu kez belirli bir otoritenin karşısında durmak için bu kaynaklar kullanılmıştır. Her şeyin bir pay almak üzerine kurulu olduğu bu düzende; dil-tarih, tarih,din, dil-din, duygular ve dinler minvalinde çeşitli idealar mevcut. Tanrının adaletsizliğinin, devletlerin ve yönetenlerin içine kaçtığı bu çağda hala devam eder. Bir çeşit akıl hamallığı yapan, felsefe, edebiyat, hatta sinema varoluşsal yetileri eleştirel bir çerçevede portreler. Aydınlanma ve ahlaki açıdan; bütün toplumların yüzyıllardır süregelen dini otorite ve geleneklerine ters ideler fazlasıyla mevcut. Bugün bütün dinlerde ticari bir amaç, özgürlük ve özgünlük adı altında otoriteye karşı belirli nosyonlarla inançlar ticari kaygılara dönüşmüştür ve dolayısıyla varoluş tezleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Tanrının varlığını sorgulama bireysel düzenekte; yine edebiyat, felsefe ve sinema aracılığıyla diplomatik yaklaşımlarla başlanıyor. Modernlik, çağdaşlık, rasyonalite gibi nitelendirmelerle, bilim adamları, din adamları aracılığıyla topluma sürülmektedir. Bütün uygarlık ve kültürlerde ilk başta yaradılış sorgulanmıştır, dini açıdan bu geniş zamanda felsefi bir boyut alıp varlığın manasının zeminlerinde Holist kuramına uygun incelemeler mevcuttur. Teizm karşıtı kuramlar oldukça fazladır bu konuda. Yine Tanrı’nın varlığının bilinmediği, evrenin yapısının bilinmediğini ileri süren felsefe kuramı Egnostisizm üzerine bir çok makale mevcuttur.