Aldo Ray Haber Arama Sonuçları
Genellikle uzun ve siyah-beyaz filmlerin yönetmeni olan Lavrente Indico Diaz, bilinen adıyla “Lav Diaz” Filipinlerin en kıymetli yönetmenlerinden biridir. 1958’in Aralık ayında doğan yönetmen, yapımcı oluşunun yanı sıra, editör, şair, yazar, besteci ve aktör olarak da çeşitli alanlarda çalışıp ilgilenmiştir. Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan yönetmen, filmlerinde genellikle kendi şiirlerini ve kendi müziklerini kullanır. Notre Dame Üniversitesi, Ekonomi diplomasının yanı sıra hukuk eğitimi de alan Diaz, Temmuz 2017’de Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi (Academy of Motion Picture Arts and Sciences)’ne davet edilmiştir.
  •   28
  •   0
Zamanımızın büyük politik ikilemi, bizim -yani çağdaş toplumlarda toplumsal ilişkilerin bazı temel demokratik dönüşümlerini hedefleyenlerin- daha önceki politik çalkantıların gerisinde yaşıyor olmamızdır. Bu, batılı endüstriyel-kapitalist ülkeler boyunca geçerlidir. Daha spesifik olarak, toplumsal hareketler ve politik protestolar İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra filizlendi ve daha sonra 1960'ların sonu ve 1970'lerin başında politik algıları yapılandıran işaretler olmaya devam eden sözde devrimci aktivizm örnekleriyle doruğa ulaştı. Politik film yapımcılığının evrimi bu tarihin bir parçasıdır ve pek hatırlanmayan Elio Petri bunun en önemli yönetmenidir. Petri, politik analizi ve film sanatını kendisinden önce veya sonra gelen herhangi bir yönetmenden daha başarılı ve kapsamlı bir şekilde birleştirdi.
  •   44
  •   0
Hem İtalya'da hem de yurt dışında geniş çapta tanınan ve saygı duyulan Francesco Rosi, yarım yüzyıl boyunca yoğun bir şekilde yüklü, politik olarak angaje ve sosyal olarak kendini adamış bir sinema uygulamaya devam etti ve bu da ona haklı olarak İtalya'nın sinematik "yurttaşlık cesareti şairi" unvanını kazandırdı.
  •   104
  •   0
Werner Herzog, çeşitli coğrafyalarda çektiği filmlerin çekim aşamasında ya da sonrasında kolonyal hafızanın peşini bırakmadığını belirtir. Yönetmenin bu serzenişi çalışmanın temel çıkış noktasını oluşturmaktadır. Herzog amacının evrensel gerçeklerin imgelerini çoğaltmak olduğunu söylese de yarattığı imgeler, bölgesel tarihi tümüyle dışlar mı? Filmlerde, sömürü tarihiyle toplumsal hafıza arasında nasıl bir ilişki vardır? Bu sorularla oluşturulan temel argüman, Herzog filmlerinin bölgelerin sosyo-politik tarihini dışlamadığı, filmlerin imgeler üzerinden post kolonyal bir eleştiriyi mümkün kıldığıdır. Çalışmada, Alman kolonyal tarihindeki kolonyal fantezilerin toplumsal koşullarla olan ilişkisini açığa çıkarmak için “soylu vahşi” (noble savage) ve“German Indianthusiasm” kavramları kuramsal çerçeveye dâhil edilmiştir.
  •   229
  •   0
Vittorio De Sica, yönetmenliğe hiç el atmamış olsa bile adını sinema tarihine Il Generale della Rovere, The Earrings of Madame de gibi başyapıtlar da dahil 157 filmde rol almış karizmatik bir aktör olarak yazdırabilirdi. Ama o bununla yetinmedi. Sinema tarihinin bir parçası olarak kalmak yerine, çektiği filmlerle ona yön veren ustalar arasına girmeyi de başardı.
  •   233
  •   0
’Gerçekleştirdiğim bu çalışmada sinema tarihinin köşe taşlarından , modernizmin 7.sanattaki öncülerinden olan İtalyan yönetmenin sanat anlayışı, sinemayı algılama biçimi çeşitli kaynaklardan edinilmiş bilgilerle, öznel görüşlerimin bir harmanı şeklinde ele alınmış, yönetmenin 14 uzun metraj filmi sinemasını etkileyen siyasal, toplumsal ve felsefi bağlamı içinde bütüncül bir bakış açısıyla sunulmaya çalışılmıştır.’’
  •   323
  •   0