Amerika'da birçok yerde ırkçılığın köklü olduğu bir zamanda Roddenberry ırk ayrımcılığının ve seksizm'in olmadığı bir 23. yüzyıl hayal ederek çok-ırklı ve farklı cinsiyetlerden oluşan bir mürettabat yarattı. Bunun yanında yarı-insan yarı-volkan Spock gibi uzaylı ırklardan karakterler'de ekledi ve bunları hepsini Birleşmiş Gezegenler Federasyonu altında topladı. Diğer yenilikçi Uzay Yolu buluşları ise yapım sorunlarını karşılamak içindi. Işıktan hızlı warp sürücüsü bilim kurgu için yeni değildi ama anlartımda Atılgan'ın uzayda çabucak seyahat etmesini sağladı. Mürettabat'ın bir yerden bir yere ışınlanmasını sağlayan madde taşıyıcı, karakterleri gemiden gezegene, gezegende gemiye çabuçak taşımak içindi. Her bölüm için bir uzay mekiğinin iniş kalkış sahneleri çok pahalıya mal olmaktaydı. Uzay Yolu ilk olarak CBS televizyonuna önerildi. Fakat CBS o zamanlar tercihini başka bir bilim kurgu dizisi olan Lost in Space'ten yana kullandı. Daha sonra Uzay Yolu ilk önce bri pilot bölüme izin veren ve sonra geri çeviren NBC'ye önerildi. (NBC yöneticileri daha sonra şovun fazla entelektüel olduğunu dile getirdiler.) Fakat NBC hiç alışılmamış bir şey yaparak yeni bir pilot bölüm çekilmesine izin verdi; "en:Where No Man Has Gone Before". Orijinal karakterlerden sadece Spock ve orijinal oyunculardan sadece Leonard Nimoy ve Majel Barrett kalmıştı. İlk pilot'ta çekilen çekimlerin çoğu daha sonradan iki parçalık "en:The Menagerie"'de kullanıldı. İkinci pilot bölümde ana karakterler Kaptan Kirk (William Shatner), baş mühendis kıdemli yüzbaşı Scott(James Doohan), yüzbaşı Sulu(George Takei) takdim edildiler. Sadece bu bölümde Sulu'nun ünvanı geminin fizikçisi iken daha sonra dümenci olarak değiştirildi. Geminin baş doktoru ve kaptanın sırdaşı Dr. McCoy ve kâtip Janice Rand ve haberleşme subayı teğmen Uhura daha sonraki bölümlerde diziye dahil oldular. Roddenberry'nin her ikiside son derece akıllı ve profesyonel asyalı Sulu ve zenci Uhura'yı eklemesi o zamanlar hemen hemen hepsi beyaz, olmayanların ise steriotipler olduğu bir zaman için çok cesurca bir karardı. Roddenberry'nin personelleri arasında sanat yönetmeni Matt Jeffries vardı. Katkıları daha sonra bütün Federasyon gemilerinin yapımında kullanılan Jeffries Tüpleri ile onurlandırıldı. Jeffries'in tabak ve silindir dizaynı daha sonra üretilen neredeyse bütün Federasyon gemileri için standart oluşturdu. Jeffries aynı zamanda Atılgan'ın köprü dizaynı da gerçekleştirdi. II. Dünya Savaşı'nda ki tecrübesini ve bir havacı olmasını kullanarak ergonomik bir köprü dizayn etti. Kostüm tasarımcısı William Ware Theiss Atılgan mürettabatının üniformalarını ve misafir aktrislerin çarpıcı kıyafetlerini yarattı. Wah Chang, açılır kapanır haberleşme aygıtı, algılıyan, kaydeden, hesaplayan küçük bilgisayar trikoder ve faser silahlarını yaptı. Daha sonra Gorn ve diğer yaratıkları yaratacaktı. Dizi televizyon izleyicilerini daha sonra alışılmış hale gelen bilim kurgu terimleri ile tanıştırdı; Warp sürücüsü, ışınlanma, kablosuz el aletleri ve...

Öldüğü sanılan birkaç kasaba sakini evlerinde tekrar ortaya çıkınca, kasaba temellerinden sarsılır. Birkaç yıl önce ölmüş olmalarına rağmen, bu hayalet karakterler insan formunda ortaya çıkmıştır. Yaşlanmamışlardır ve ölü olduklarının farkındadırlar. Hayatlarına yeniden başlamaya kararlı olan bu hayalet/insanlar ölümden dönen tek varlıklar olmadığını fark ederler. Dönüşleri kasaba sakinleri için tehlikeli bir hale gelmiştir. Bir dizi cinayet yaşanır ve bu cinayetler geçmişte yaşanmış seri cinayetlere benzemektedir.

Godard kendi zihnine göre imgeler ve seçler seçmiş. Birbiriyle çarpışan sinema ve gerçekliği kıyas ederek, sinemasının tek bir tarihinin değil, tarihlerinin olduğunu, çünkü sinemanın hikaye anlattığını ve ortada çok fazla hikaye olduğunu söylüyor. Özellikle dünya savaşlarının insanlığa yaptıklarının ve bunun sinemaya yansımasına ayrıca bir önem ve dikkat sarf ediyor. Ancak bu yapımın baştan sona bir metin ve görüntüler yumağı olmadığını, bir nevi kolaj şeklinde Godard'ın zihnini izlediğimizi söylemek daha doğru bir ifade olur.

2001'de, Ricky Gervais ve Stephen Merchant tarafından yazılan ve yönetilen dizi, ofisin günlük hayatlarıyla ilgili konuları ele almaktadır.

Bir çift uzun zamandır arkadaş ve eski Texas Rangers, mahmuzlarını kapatmadan önce son bir maceraya can atıyor. Sınırın güneyindeki hırsızlardan binden fazla baş sığır çaldıktan sonra, sürüyü 3.000 mil kuzeyde Montana'nın otlaklarına götürmek için beklenmedik bir el ekibi toplarlar.

Ken Bruenin çok satan suç romanı, daha sonra özel dedektif olan İrlandalı polis Jack Taylorı konu alan bir dizi TV filmiyle hayat buluyor.Jack, kırk yaşına merdiven dayamış, sivri dilli ve yumuşak kalpli bir bulucuya dönüşmüş İrlandalı eski bir polistir. Ne kadar umutsuz olursa olsun, Muhafızların (İrlanda Polis Gücü) dokunmayacağı davaları üstlenir. Domuz inatçısıdır. Kaybolanları ve kırılanları savunur. O iyidir çünkü kimsenin bakmadığı yerlere bakar, kimsenin konuşmadığı insanlarla konuşur. Memleketi Galway'in her arka sokağını bilir, oradaki herkesin soyunu sopunu bilir ama küçük kasabaların büyük hafızaları vardır ve Jack gibi çabuk öfkelenir, yavaş affederler.

1920’den İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar olayları ve derinden etkilediği yaşamları tarihsel olarak anlatan bir belgesel dizisi.

İnsanoğlunun Üçüncü Çağının başlangıcıydı. Dünya-Minbari Savaşından 10 yıl sonra. Babylon Projesi, gerçeğe dönüştürülmüş bir rüya idi. Amacı: İnsanların ve uzaylıların birlikte geçinebilecekleri bir yer yaratarak yeni bir savaşı önlemek. Diplomatlar, dolandırıcılar, girişimciler ve maceracılar için evden çok uzakta bir uğrak limanı. 2,5 milyon ton dönen metal içine sarılmış insanlar ve uzaylılar, gecenin içinde yapayalnız. Tehlikeli bir yer olabilir. Ama barış için son ve en iyi umudumuz. Bu, son Babylon istasyonunun öyküsüdür. Bu yerin adı: Babylon 5...

1980'lerde Almanyanın gerçek kültür savaşlarına ve siyasi olaylarına karşı geçen sürükleyici bir reşit olma öyküsü. Dizi, Martin Rauchun 24 yaşındaki Doğu Almanya yerlisinin bildiği gibi dünyadan çekilip Batıya Stasi dış servisi için gizli bir casus olarak gönderilmesini takip ediyor. Batı Alman ordusunda açıkça saklanan NATO askeri stratejisinin sırlarını toplamalıdır. Her şey yenidir, hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve karşılaştığı herkes hem siyasi hem de kişisel sırları barındırmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki İç Savaş, kuzey ve güney eyaletleri arasında kölelik, eyaletlerin hakları ve batıya doğru genişleme konusunda onlarca yıldır kaynayan gerilimlerin ardından 1861'de başladı. Abraham Lincoln'ün 1860'ta başkan seçilmesi, yedi güney eyaletinin ayrılıp Amerika Konfedere Devletleri'ni kurmasına neden oldu; yakında dört eyalet daha onlara katıldı. İç Savaş olarak da bilinen Devletler Arası Savaş, 1865'te Konfederasyon'un teslim olmasıyla sona erdi. Çatışma, Amerikan topraklarında şimdiye kadar yapılmış en maliyetli ve en ölümcül savaştı; 2,4 milyon askerin 620.000'i öldü, milyonlarcası yaralandı. Dünyadaki yedinci en popüler televizyon dizisi olan bu 9 bölümlük belgesel mini dizi, Amerikalıların şimdiye kadar karşılaştığı en korkunç deneyim olan Amerikan İç Savaşı'na odaklanıyor.

Dört Amerikan kasabasından bir avuç kadın ve erkeğin kişisel hesaplarıyla İkinci Dünya Savaşı'nın hikayesi. Savaş, Amerika'nın her kasabasındaki her sokaktaki her ailenin hayatına dokundu ve olağanüstü zamanlarda sıradan hayatların olmadığını gösterdi.

Jane Eyre (Ruth Wilson), 10 yaşındayken öksüz kalmış ve mutsuz bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Babasının öldüğünü zanneden Jane, kendisine adeta bir köle gibi davranan halası tarafından oldukça katı disiplinli bir yatılı okula gönderilir. 10 yıl boyunca bütün hayatını geçirdiği bu yatılı okuldan mezun olduktan sonra kendisi de aynı çatı altında öğretmen olarak çalışmaya başlar. Bir süre sonra da Edward Rochester’ın (Toby Stephens) malikânesinde Adelé isminde bir kız çocuğuna mürebbiyelik yapmaya başlar. Burada Bay Rochester’la karşılaşan Jane Eyre, gitgide büyüyen bir dostluğun ardından ona aşık olduğunu fark eder. Nihayet aradığı mutluluğu bulduğunu sanan Jane Eyrein sevinmesi için henüz çok erkendir. Sonsuza dek süreceğini düşündüğü bu mutluluk Bay Rochesterın korkunç sırrıyla yerle bir mi olacaktır?

Rubicon; Breaking Bad, Mad Men gibi kaliteli yapımlarıyla ilgi çeken AMC kanalının yeni yaz dizisi. 13 bölümlük hazırlanan dizi, adının da çağrıştırdığı gibi bir politik gerilim. Rubicon İtalya'nın kuzeyinde bulunan, 29 km uzunluğundaki bir nehrin adı. Rubiconu geçmek deyimi ise, geri dönüşü olmayan noktadan ileri gitmek anlamında kullanılan ve Sezarın M.Ö. 49 yılında Lejyonu ile nehri geçmesine atıfta bulunan bir deyim.

Days of Hope - Umut Günleri, 1975 yılında üretilen bir BBC televizyon dizisi dizisidir. Dört bölümlük bu mini dizi, 1916'da Birinci Dünya Savaşı'nın kargaşasından 1926'da Genel Grev'e kadar işçi sınıfı bir ailenin hayatını ele alıyor. Usta yönetmen Ken Loach'tan bir klasik.

Klasik bilimkurgu dizisinin 80'lerdeki bu yeniden yapımı, orijinal antoloji dizisine benzer bir tarza sahiptir. Her bölüm, korku veya gerilim temelli bir hikayeyi, genellikle sonunda şaşırtıcı bir kırılma ile anlatıyor. Bölümler genellikle dram ve komedi unsurları içerir.

Dizi, doğumları, ölümleri, aşk ve ihaneti, büyük siyasi olaylar, ulusal kimlik karışıklığı, din, seks, çalışma kurallarına karşı yapılan isyanları ve köylülerin belleklerinden bütün bunları kırıp modernleşmeye başlamasını konu alıyor.