Yılmaz Güney

Sanatçı Yılmaz Güney’in gerçek adı Yılmaz Pütün olarak bilinmektedir. Yılmaz Güney, 1937 yılında Adana’da doğmuştur. Yılmaz Güney’in sinemaya olan merakı henüz lise yıllarında başlamıştır. Yılmaz Güney, bisikletine binerek bir sinemadan diğer bir sinemaya film bobinleri taşıyarak sinema sektörüne ilk adımını atmaktadır. Kazanmış olduğu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi bölümünü bırakarak, sinemaya daha yarın olabilmek adına İstanbul Üniversitesi’nde İktisat Fakültesi’ne yazılmıştır.

Yılmaz Güney bir röportajında da sinemaya olan sevgisini şöyle anlatmıştır: “Sinemaya ilk girişim 13 yaşında iken olmuştur. O dönemler kavga ve dövüş filmlerinin gösterilmekte olduğu fukara sinemalarına giderdik. Bu sinemalarda kendimizi çok daha rahat hissediyorduk. O dönem, Galatasaray sineması oldukça güzeldi. Önünden her geçtiğimizde bakardık ancak öyle lükstü ki girmeye korkardık. İstesek parasını verir ve içeri girebilirdik. Ancak ne yapımızı ne de üzerimizdeki kıyafetlerimizi o sinemaya uygun görmezdik.”

Yılmaz Güney, oynamış olduğu filmlerde çoğunlukla ezilen ve haksızlığa uğrayan halkın içerisinden olan insanları canlandırmıştır. Yılmaz Güney, 1968 yılında senaryosunu, yapımcılığını ve yönetmenliğini, aynı zamanda da oyunculuğunu yapmış olduğu Seyit Han – Toğrağın Gelini isimli filmi ile kendi adı ile anılacak olan film türlerini ortaya koymuştur. Bahsi geçen bu filmde de sevdiğine kavuşabilmek için bütün kötü insanları teker teker ortadan kaldıran, bilmeden sevgilisini de öldürmüş olan yalnız bir kahramanı canlandırmıştır. 1968 yılından sonraki dönemlerde, daha çok Westernler tarzı filmlerde boy göstermeye başlamıştır. Ve sürekli olarak bu tarz filmleri yazarak yönetmiştir. Yılmaz Güney yapımcılık, yazarlık, senaristlik ve oyunculuk yapan Türk sinemasının özgün kişileri arasında yerini almıştır.

Yılmaz Güney, daha sonraki projeleri olan 1969 yılındaki “Aç Kurtlar”, 1970 yılında “Umut”, 1971 yılında “Umutsuzlar”, 1971 yılında “Acı”, yine 1971 yılında “Ağıt” isimli filmlerde de ülke sorunlarına değinerek ezilen insanların hayatlarını canlandırmıştır. Bu şekilde bir anlatım geliştiren Yılmaz Güney, 2. Dünya Savaşı’nın sonrasında İtalya ülkesinde gerçekleşmiş olan yeni gerçekçilik denilen akımını, diğer yandan da geleneksel halk destanlarını bizlere anımsatmıştır.

Yılmaz Güney, 1974 yılında “Arkadaş” isimli filmi yönetmiştir. Ancak bu film sırasında hapse girmiştir. Bu sebeple film, Şeref Gören tarafından tamamlanmış olan “Endişe” filmi ve yine hapiste olduğu için yalnızca senaryosunu yazmış olduğu, ve yine Şerif Gören tarafından yönetilmiş olan 1982 yılı yapımı “Yol” filmlerinde özgün bir tema ve anlatım kullanmıştır. 1983 yılında yurtdışında iken yönetmiş olduğu “Duvar” filmi ölmeden önceki son filmi olmuştur.

Yılmaz Güney’in kurgusunu yaptığı ve 1982 yılında gösterime çıkarılan “Yol” filmi Cannes Film Şenliği’nde “Kayıp” isimli film ile de ödül almıştır. Altın palmiye ödülünü kazanan Yılmaz Güney, Türk sinemasına tarihteki önemli olan ödüllerden bir tanesini daha getirmiştir. Yılmaz Güney, 1974 yılında yumurtacılık savcısını öldürmek suçundan 18 yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir. 1981 yılında yatmakta olduğu Isparta Cezaevinden izin alarak ayrılmış ancak geri dönmemiştir. Fransa ülkesine giderek sığınmıştır. Yılmaz Güney, 1983 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Yılmaz Güney, 9 Eylül 1984 tarihinde mide kanseri hastalığı sebebiyle vefat etmiş ve Fransa’da defnedilmiştir.

  1. Arkadaş
    Tüm Bilgiler
    Arkadaş Dram 
    Yerli Film
    Âzem ve Cemil, dostlukları öğrencilik yıllarına dayanan iki yakın arkadaştır. Birbirlerinden uzun süre ayrı kalmalarından ve ayrı şartlar içinde yaşamalarından dolayı, hayat biçimleri de farklılaşmıştır. Dünün yoksul öğrencisi Cemil zengin olmuş, güzel karısı Necibe ve içine kapanık, narin baldızı Melike’yle mutlu bir yaşam sürdürmektedir. Ne var ki arkadaşı Âzem’in sahil kentindeki evlerine gelip, yaşamlarına girmesiyle düzenleri bozulur. Necibe’nin Cemil’i aldatması, Melike’nin Âzem’le duygusal bir ilişkiye girmesi, Âzem’in bir türlü Cemil’den vazgeçememesi olayları gittikçe daha karmaşık bir hale getirir. Toplumsal gerçeklerden bihaber yozlaşmış bir yaşam süren Cemil’le, politik olarak bilinçlenmiş, sosyalist Âzem’in fikir ayrılıkları artık kapanacak türden değildir.
    • 1974
    • Türkiye
    • IMDb 7,1
    • 33
    • 0
    Zavallılar
    Tüm Bilgiler
    Zavallılar Dram 
    Yerli Film
    Film, yolları cezaevinde kesişen üç kişinin hapishaneye düşme hikâyelerini anlatır. Abu, üvey babası yüzünden annesi ile birlikte cinayet işler. Maaşını alamayan Arap, patronunu darp edip parasını zorla alır. Hacı ise gönlünü kaptırdığı fahişeyi korumaya çalışırken cinayet işler. Aynı cezaevinde yıllarca birlikte yatan üç arkadaşın tahliyesi yaklaşmıştır. Fakat hiçbiri cezaevinden çıkmak istemez.
    • 1974
    • Türkiye
    • IMDb 7
    • 41
    • 0
    Ağıt
    Tüm Bilgiler
    Ağıt Dram 
    Yerli Film
    Yılmaz Güneyin Seyyit Hanla başlattığı (1968) destansı gerçekçilik türünün yeni bir aşamasını oluşturan bir deneme. Venedik Film Şenliğinde (1972) ön elemeyi kazanıp 10 film arasına girdi.(...) Göremenin doğal dekorlarından western filmlerine benzer biçimde doyumsuz sahneler çıkaran bu incelikli çalışma kaçakçılık üzerine kurulmuş. Ve türün en iyilerinden biri. Güney, saçları eşek tıraşlı, yanık yüzlü ve suskun bir kaçakçı çetesi reisi Çobanoğlu rolüyle yine etkili bir oyun gösterisi sunuyor. Ne var ki sansür gereği kaçakçının değişmeyen yazgısı ölümdür. Yörede Beyaz Donlular adıyla ün yapan Çobanoğlunun sonu da bu çizgide gerçekleşir. Yine de Sansür Kurulu, Doktor hanımın Yılmaz Güneyin vücundundan kurşunu çıkarırken hep ağızdan söylenen türkü sahnesinin çıkarılması koşulunu getirir. Oysa filmin en duyarlı sahnelerinden biridir bu.
    • 1972
    • Türkiye
    • IMDb 6.9
    • 58
    • 0
    Hudutların Kanunu
    Tüm Bilgiler
    Hudutların Kanunu Dram, Suç 
    Multi Dil
    Sınırda kaçakçılık yapan Hıdır, ektiği toprak çoraksa ve sürdüğü tarla kumsa yapabileceği tek işi yapmaktadır. Karşı taraftan buraya koyun gibi hayvanları kaçırarak hayatını kazanmaya çalışan Hıdır ve Hıdır'ın köyü, askerin gözünde bir suçludan başka bir şey değildir. Toprak ağalarının gözünde ise kullanılıp kenara atılabilecek bir araçtır sadece Hıdır. Çapraz ateş altında kalan Hıdır, yaşamak için kendi alanını açmaya çalışır. Bunu da temizlediği mayın bölgelerinde yapmaya çalışır.Lütfi Akad'ın ilk toplumsal gerçekçi filmlerinden biri olan Hudutların Kanunu, Yılmaz Güney'in eserinden sinemaya uyarlanmış ve başrolünü de Yılmaz Güney'in oynadığı bir film olmuştur.2011 Cannes Film Festivali'nde Martin Scorsese önderliğindeki Dünya Sinema Vakfı tarafından restore ettirilerek yeniden izleyiciyle buluşturulan Hudutların Kanunu (The Law of the Border), Türkiye Sinema Tarihinin en önemli filmlerinden biri olarak yerini almıştır.
    • 1966
    • Türkiye
    • IMDb 6.8
    • 270
    • 0
    Umut
    Tüm Bilgiler
    Umut Dram 
    Yerli Film
    Faytonculuk yaparak yaşamını kazanmaya çalışan, Cabbarın ve ailesinin içine düştügü çıkmazlar ve kurtulmaya çalışmasını anlatır. Atı bir arabanın çarpması sonucu ölen Cabbar ailesini geçindirmek için emeğiyle çalışarak para kazanamayacağını düşünerek, kestirme bir yol aramaya başlar. Aldığı milli piyango biletine de ikramiye çıkmayınca, bu kez define aramaya başlar.
    • 1970
    • Türkiye
    • IMDb 8,2
    • 185
    • 0
Yılmaz Güney Haberleri Tümünü Gör
Üçüncü Sinema’nın ve politik belgeselciliğin efsanevi isimlerinden Fernando E. Solanas 6 Kasım 2020'de, COVID-19 tedavisi gördüğü Paris’te hayatını kaybetti. Altmış yıllık sinema hayatı boyunca teoriden pratiğe, belgeselden kurmacaya her alanda emek veren Solanas’ın ilk filminden sonuncusuna en büyük takıntısı ise mücadelesi, çelişkileri, zenginliği, sefaleti, işçileri ve entelektüelleriyle Arjantin’di.
  •   69
  •   0
Altın Palmiyeli birçok filmi sitemizden izleyebilirsiniz.
  •   203
  •   0
Üçüncü Sinema
  2 Nisan 2024

Üçüncü Sinema

Günümüzde Üçüncü Dünya halklarının ve onların emperyalist ülkelerdeki benzerlerinin anti-emperyalist mücadeleleri, dünya devriminin eksenini oluşturuyorlar. Üçüncü sinema, bize göre, bu mücadelenin içindeki, zamanımızın en büyük kültürel, bilimsel ve sanatsal manifestosunu, başlangıç noktası her insanla özgür bir kişilik yaratma olasılığını – başka bir deyişle, kültürün anti-kolonileştirilmesini – kabul eden sinemadır.
  •   87
  •   0
’Gerçekleştirdiğim bu çalışmada sinema tarihinin köşe taşlarından , modernizmin 7.sanattaki öncülerinden olan İtalyan yönetmenin sanat anlayışı, sinemayı algılama biçimi çeşitli kaynaklardan edinilmiş bilgilerle, öznel görüşlerimin bir harmanı şeklinde ele alınmış, yönetmenin 14 uzun metraj filmi sinemasını etkileyen siyasal, toplumsal ve felsefi bağlamı içinde bütüncül bir bakış açısıyla sunulmaya çalışılmıştır.’’
  •   321
  •   0