John Maxim

  1. Goldfinger
    Tüm Bilgiler
    Goldfinger Aksiyon, Gerilim 
    Türkçe Altyazı
    "Hayır Mr. Bond, ben sizin ölmenizi bekliyorum". Bond serilerinde onun düşmanı Goldfinger tarafından en çok söylenen söz budur."Goldfinger" birçok Bond filminin konusunu belirlemiş bir klasiktir. Diğer orijinal Bond filmlerine nazaran beş katı fazla olan bir bütçe ile çevrilen bu bölümünde Auric Goldfinger dünyanın en iyi altın kaçakçısıdır ve James Bond bunun nedinini araştırmakla görevlendirilir. Bu esnada kötü bir komplo olan Operation Grand Slam ile karşılaşır. Bu filmde Bond kendisi için özel tasarlanan Aston Martin DB5 ile öldürücü Midas dokunuşu ile tanınan adamı durdurmakla görevlendirilir.
    • 1964
    • İngiltere
    • IMDb 7.7
    • 710
    • 0
John Maxim Haberleri
"Lanet Sineması"nı nasıl tanımlayabiliriz? Bu "tür"e giriş yapmanın bir yolu, onu John Orr'ın "Sanat ve Politika Olarak Sinema" kitabında "hayret sineması" olarak adlandırdığı şeyin daha karamsar bir versiyonu olarak görmektir. Orr'a göre bu kavram, genel olarak Orta ve Doğu Avrupa sinemasını ve özellikle de Tarkovsky, Paradjanov, Jancsó ve Angelopoulos'un eserlerini kapsar. Peki onların halefleri kimlerdir? Akla gelen isimler ve filmler şunlardır: Artur Aristakisyan'ın "Eller" (1993); Alexander Sokurov'un "Fısıldayan Sayfalar" (1996); Victor Kosakovsky'nin "19 Temmuz 1961 Çarşamba" (1997); Vitaly Kanevsky'nin "Kıpırdama, Öl ve Yeniden Diril!" (1989). Ve 60'lardan bir usta olan Kira Muratova'nın, 1989 yapımı "Astenik Sendrom"'u bir tür aşağılanmış yücelik olarak kalır. Ancak belki de daha önemli isimler, doğal dünyanın umut verici yönünü, ki bu yön sıklıkla toplumsal karamsarlığı da kapsar, reddeden Béla Tarr, Sharunas Bartas ve Fred Kelemen'dir. Orr, hayret sinemasını "nadir bir deneyimin estetiği" olarak görürken, lanet sinemasında doğayı çok daha ziyade baskıcı bir şekilde sıradan olarak görme eğilimindeyizdir; toplumsal baskıya karşı olmaktan ziyade, onunla olumsuz bir birlik içinde.
  •   293
  •   0
Potemkin Zırhlısı'nın gösterime girişinin üzerinden bir asır sonra, Sergei Eisenstein'ın başyapıtı, Pet Shop Boys'un beğeni toplayan bestesi eşliğinde hem sinemalarda hem de dijital platformlarda yeniden seyirciyle buluşuyor. Bu yazıda, filmi sinema tarihinin en çalkantılı ve aynı zamanda en etkileyici dönemlerinden birinin bağlamında değerlendiriyoruz.
  •   552
  •   0