Aldrich MGM için yaptığı The Big Leaguer (“Büyük Oynayan”) filmiyle yönetmenliğe başladı. Özellikle hareketli sahnelerde “seyirciye yumruk atarcasına” diye nitelenen çok etkili kurgusuyla kısa sürede tanındı. Birbiri ardından çektiği filmler taşıdıkları şiddet ve tutkulu cinsellik unsurları yüzünden eleştirildiyse de, bunlardan özellikle Whatever Happened to Baby Jane (“Jane Bebeğe Ne oldu?”) ve Dirty Dozen (“On İki Kahraman Haydut”) ticari açıdan çok başarılı oldu. Kendi stüdyosunu kurduktan sonra, büyük şirketlerin, özellikle dağıtım alanındaki etkili engellemeleri karşısında zor durumda kalan Aldrich, bir yandan da filmlerinin kimi bölümlerine karşı çıkan sansürle uğraşmak zorunda kalıyordu. Aldrich, özellikle, sinemasal tutumuna en uygun türler olan “polisiye” ve “western” türü filmleriyle dikkat çekmiştir.
Filmleri belirli abartmalar taşısa da, seyirciye üstün bir gerçeklik duygusu vermeyi başaran Aldrich, önemli bir ritm ustalığına erişmiştir. Hollywood sinemasının geleneksel olarak üstü kapalı ve yumuşak bir tutumla geçiştirdiği konu ve temaları olanca açıklığıyla vermesi de özellikleri arasındadır.