Yönetmenin İtalya'da Cesare Zavattini'nin senaryosundan yola çıkarak çevirdiği ve başrolleri Jean Gabin ile Isa Miranda'nın oynadıkları Au-delà des grilles (Firari Aşık, 1948) Jean Gabin'in oynamış olduğu Cezayir Batakhaneleri'ni çağrıştıran bir yasak aşk hikayesini konu edindi.
Clément'ın en önemli filmi sayılan Jeux interdits (Yasak Oyunlar, 1952), II. Dünya Savaşı yıllarını iki küçük çocuğun gözünden verir. Sonraki yıllarda Fransız sinemasının önemli oyuncularından biri olacak Brigitte Fossey beş yaşındayken oynadığı bu filmde hayvanlar için bir mezarlık kurmaya çalışan küçük bir kızı oynadı.
Clément'ın İngiltere'de çevirdiği Monsieur Ripois (Bay Ripois, 1953) Gerard Philipe gibi usta bir oyuncunun da katkısıyla, bir çapkının serüvenini, Maria Schell'in oynadığı Gervaise (Sen Bir Melektin, 1955) bir Zola hikayesini, Barrage Contre le Pacifique (Okyanusa Karşı, 1957) Marguerite Duras'ın bir romanını, Plein soleil (Kızgın Güneş, 1960) Paris'in Alman işgalinden kurtuluşunu ele alan ve Paris brûle-t-il? (Paris Yanıyor mu? 1966) ise Gauelle'u övgüsel bir şekilde konu edindi.
Alman işgalinin ve işbirlikçi Petain hükümetinin açtığı yaraları sarmaya başlayan savaş sonrası Fransa'sının, değişen toplumsal, siyasal ve ekonomik koşullara ayak uydurarak, ülkeyi yeniden savaş öncesindeki konumuna getirmeyi başarması kolay olmadı. Vichy'yi başkent yapan ve " iş, aile, vatan" hedeflerine öncelik tanıdığını öne süren otoriter sağcı hükümetin devrilmesinden sonra Yeni Gerçekçilik akımının İtalyan sinemasına yepyeni bir anlayış getirmesine karşılık, Fransa'da benzer bir olay yaşanmadı. Savaş öncesinin yönetmenleri yeni çalışmalarında da savaş öncesi çizgilerini sürdürdüler.