Philippe Garrel

Philippe Garrel: Melankoli, Devrim ve Sinemanın Şairi

---

1. Hayatı ve Temel Duruşu

**Doğum:** 6 Nisan 1948, Paris

**Akım:** Fransız Yeni Dalgası sonrası avangart sinema, "içsel gerçekçilik"

**Etkilendikleri:** Jean-Luc Godard, Robert Bresson, Antonin Artaud, Nico (müzisyen ve hayat arkadaşı)

Garrel, **68 Kuşağı'nın sinemadaki en radikal temsilcilerinden** biri. Filmleriyle politik devrim ile kişisel trajediyi birleştiren bir dil yarattı. Siyah-beyaz çekimler, minimalist diyaloglar ve "kayıp neslin" melankolisi onun imzasıdır.

---

2. Sinema Tarzı ve Tematik DNA

- **Görsel Dil:**

- Siyah-beyazın lirik kullanımı (özellikle 16mm filmler).

- Uzun plan sekanslar ve doğal ışıkla "rüya kaydı" etkisi.

- **Örnek:** *L'Enfant secret*'te (1979) Nico'nun gölgeler içinde kayboluşu.

- **Temalar:**

- **Aşk ve Yas:** Nico'nun ölümü, oğlu Louis Garrel'in doğumu gibi kişisel deneyimlerini filmlerine aktarır.

- **Politik Yenilgi:** 1968 sonrası "devrimci düş kırıklığı" (*Les Amants réguliers*).

- **Sanatçının Krizi:** Ressamlar, şairler, müzisyenler sıkça karakterleridir (*La Jalousie*).

---

3. Dönemlere Göre Filmografisi

#### **A. Erken Dönem (1960'lar-70'ler): Radikal Avangart**

- **Le Lit de la Vierge** (1969): İsa'yı bir devrimci olarak yeniden yorumlayan anarşist bir manifesto.

- **La Cicatrice intérieure** (1972): Nico ile çektiği, diyalogsuz bir "kıyamet şiiri".

#### **B. Olgunluk Dönemi (1980'ler-90'lar): Kişisel Tragedyalar**

- **L'Enfant secret** (1979): Nico'nun ölümüyle hesaplaşma.

- **J'entends plus la guitare** (1991): Aşkın yıkımı üzerine otobiyografik bir ağıt.

#### **C. Günümüz (2000'ler sonrası): Daha Erişilebilir Melankoli**

- **Les Amants réguliers** (2005): 68 Kuşağı'nın epik şiiri.

- **L'Ombre des femmes** (2015): Modern ilişkilerde sadakati sorgulayan bir drama.

---

4. İşbirlikleri ve İlham Kaynakları

- **Nico:** Hem hayat arkadaşı hem de filmlerinin (La Cicatrice intérieure) yıldızı. Onun drone müziği, Garrel'in sessiz sahnelerine ilham verdi.

- **Louis Garrel:** Oğlu, kendi filmlerinde (La Belle Noiseuse) oynadı, aynı zamanda bir yönetmen olarak Garrel mirasını sürdürüyor.

- **Felsefi Bağlantılar:** Artaud'nun "tiyatroda vahşet" teorisi, Bresson'un "sinematograf" kavramı.

---

5. Eleştiriler ve Tartışmalar

- **"Kadınlar Pasif mi?":** Filmlerindeki kadın karakterler genellikle "ilham perisi" veya "yıkıcı sevgili" olarak eleştirilir.

- **Politikanın Estetikleştirilmesi:** 68 devrimini bireysel trajediye indirgemekle suçlanır.

- **Tekrarlar:** Aynı temaları (aşk, ölüm, sanat) defalarca işlemesi bazılarınca "kısır döngü" olarak görülür.

---

6. Neden Önemli?

Garrel, **sinemayı bir günlük gibi kullanan** ender yönetmenlerden. Filmleri, izleyiciye "seyretmek" değil, "içine düşmek" hissi verir. Fransız sinemasında Godard'ın politik keskinliğine karşılık, **bir şairin hassasiyetiyle** var olur.

**Önerilen Filmler:**

- Başlangıç için: *Les Amants réguliers* (2005)

- Derinlemesine için: *L'Enfant secret* (1979)

- Çağdaş karşılaştırma: Claire Denis'in *L'Intrus*'u (2004).

"Garrel'in kamerası, bir aynadır: Onda kendi yalnızlığını, korkularını ve asla yaşayamadığın devrimleri görürsün."*

Not:** Garrel hâlâ aktif olarak film çekiyor; 2023'te *Le Grand Chariot*'u çekti. Sineması, **zamansız bir melankolinin** peşinde.

  1. Le Lit de la vierge
    Tüm Bilgiler
    Le Lit de la vierge Dram, Fantastik 
    Türkçe Altyazı
    Efsanevi model, sanatçı, müzisyen Zouzou’nun Mary Magdalene’yi, Fransız oyuncu Pierre Clémenti’nin İsa’yı oynadığı, yönetmenin kendisinin de yanlış yola sapmış bir havari olarak yer aldığı İncil’le ilgili serbest bir alegori.Bir Başkaldırı Manifestosu: İsa, Devrim ve Erken Dönem Garrel Sinemasının Kökleri1. Tarihsel Konum: 1968 Sonrasının Ateşli İsyanıGarrel, bu filmi Mayıs 68 ayaklanmalarının hemen ertesinde, sokaklardaki barikat dumanları henüz dağılmamışken çekti. Sinema tarihinde nadir görülen bir "devrim anı"na sabitlenmiş filmdir: Dini mitolojinin politik bir silaha dönüşümü: İsa figürü (Pierre Clémenti), bir Che Guevara yorumuyla sunulur. Çarmıha geriliş sahnesi, Fransız polisi tarafından dövülen öğrencilerin fotoğraflarıyla zihinde örtüşür. Meryem Ana'nın yeniden yazımı: Zina yapan, afyon çeken ve "kutsal annelik" mitini reddeden bir karakter olarak işlenir. Bu, Katolik Fransa'ya yönelik kışkırtıcı bir saldırıdır.2. Biçimsel Radikallik: Avangartın SınırlarındaGarrel, bu filmde Godard'ın politik didaktizmini ve Bresson'un ascetik minimalizmini reddeder; kendine özgü bir "lirik anarşizm" yaratır: Siyah-beyazın şiddeti: Gölgeler ve ışık, karakterlerin iç çatışmalarını değil, tarihsel bir andaki kolektif çığlığı yansıtır. Doğaçlama diyaloglar ve teatral sahneler: Oyuncular (Nico dahil) senaryosuz çalışır. Bu, Artaud'nun "Vahşet Tiyatrosu" teorisinin sinemadaki karşılığıdır. Müzik: Nico'nun drone şarkıları ve aniden kesilen sessizlikler, izleyiciyi bir "devrimci ayin"e zorlar.3. Tematik Patlamalar: Din, Cinsellik ve Siyaset Kutsalın profanlaşması: İsa'nın son akşam yemeği, bir grup hippinin afyon partisine dönüşür. Kutsal Kase yerine şişe şarabın geçmesi, Kilise'ye değil, tüketim toplumuna yönelik bir eleştiridir. Cinsel devrim: Meryem'in bekaretinin kaybı, sahnede gerçek bir seks eylemiyle (simüle edilmiş olsa da) gösterilir. 1969'da bu, sansür kurullarını çıldırtacak derecede radikaldi. Sanatın rolü: Garrel, film boyunca "devrim mi sanat, sanat mı devrim?" sorusunu sorar. Kamerasını bir molotof kokteyli gibi kullanır.4. Eleştirel Sorunlar: Kaosun Bedeli Anlatı dağınıklığı: Film, bazen fazla içe dönük bir hal alır. Seyirci için takip etmesi zor olabilir. Kadın temsili: Nico'nun karakteri (Meryem Magdalena), eril bakışın nesnesi olmaktan kurtulamaz. Garrel'in kadın karakterleri "ilham perisi" olma tuzağına düşer. Politikanın estetikleştirilmesi: Gerçek sokak mücadeleleriyle bağlantı kopukluğu, filmi bazen "güzel ama boş" bir deneye dönüştürür.5. Günümüzdeki Yeri: Neden Hâlâ Sarsıcı?Le Lit de la Vierge, sinemanın bir katedral değil, bir barikat olduğunu hatırlatan nadir eserlerden. Günümüzdeki "aktivist sanat" tartışmalarının öncüsüdür.
    • 1969
    • Fransa
    • IMDb 6,3
    • 619
    • 0
    L’amant D’un Jour
    Tüm Bilgiler
    L’amant D’un Jour Dram, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Fransız sinemasının en saygın isimlerinden Philippe Garrel yine aşkın ve âşıkların gizemli girdabına dalarak karmaşık ilişkileri ele alıyor; siyah-beyaz romantik filmin odak noktasında Garrel’in kızı Esther’in canlandırdığı, sevgilisinden ayrılan genç öğrenci Jeanne yer alıyor. Aşk acısı çeken Jeanne, üniversitede felsefe hocası olan babasının yanına taşınır. Evde ilk karşılaştığı, babasının yeni kız arkadaşı Ariane’dır. Ariane, Jeanne’la yaşıt, üstelik babasının öğrencisidir. Aynı evde farklı aile dinamikleriyle aşk ilişkisi çakışınca ortaya yönetmen Garrel’in alametifarikası, bir yanıyla komik bir yanıyla trajik insani durumlar ortaya çıkar.
    • 2017
    • Fransa
    • IMDb 6.6
    • 676
    • 0
    L’enfant Secret
    Tüm Bilgiler
    L’enfant Secret Dram, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Yas, Yaratılış ve Avangart Melankoli1. Otobiyografik Kırılma ve Tarihsel BağlamGarrel, bu filmi sevgilisi Nico (The Velvet Underground'un efsanevi vokalisti) ile olan ilişkisinin yasını tutarken çeker. Nico'nun 1978'deki trajik ölümü ve çiftin ortak çocuğu Ari Boulogne'nin (filmde "gizli çocuk" metaforu) varlığı, filmin her karesine sinmiş bir kayıp ve acı duygusu yaratır. 1970'lerin sonu, Fransız sinemasının politik avangarttan bireysel melankoliye evrildiği bir dönemdir; Garrel de bu geçişin en radikal temsilcilerindendir.2. Temalar: Doğum, Ölüm ve Sanatın İnşası "Gizli Çocuk" imgesi, yalnızca fiziksel bir varlığı değil, yarım kalan bir aşkın, tamamlanmamış bir sanat eserinin veya bastırılmış hafızanın metaforudur. Siyah-beyaz görüntüler, ölümün ve doğumun birbirine dokunan sınırlarını vurgular. Örneğin, kadın karakterin (Anne Wiazemsky) hamileliği ile erkek karakterin (Henri de Maublanc) müzisyenliği arasındaki gerilim, "yaratma" eyleminin ikili doğasını (yaşam veren vs. yok eden) sorgulatır. Sessizlik ve diyalogsuz sahneler, Nico'nun drone müziğini andıran bir içsel ritim yaratır. Garrel, burada Bresson'un "sinematograf" teorisini avangart bir dil ile yeniden yorumlar.3. Biçimsel Devrim: Minimalizm ve Zamanın Donması Uzun plan sekanslar (örneğin, karakterlerin koridorda yürüyüşü), izleyiciyi bir rüya-zaman boyutuna hapseder. Godard'ın keskin politik çıkışlarının aksine, Garrel eylemsizliği seçer. Doğal ışık ve gri tonlar, Fassbinder'in melodramlarındaki renkli şiddetten uzak, bir tür "anti-dramatik" estetik sunar. Nico'nun şarkıları (filmde "Saeta" gibi parçalar) diegetik olmayan bir şekilde kullanılarak, karakterlerin iç dünyaları ile dış gerçeklik arasındaki uçurumu derinleştirir.4. Eleştirel Sorular ve Tartışmalar Kadın Bakışının Eksikliği: Anne Wiazemsky'nin karakteri, Garrel'in sinemasında sık rastlanan "ilham perisi" klişesine düşer mi? Onun hamileliği, erkeğin sanatsal krizine fon olarak mı işlenmiştir? Politikanın Yokluğu: 1968 sonrası Fransız solunun çöküşü, bu filmde neredeyse hiç ele alınmaz. Garrel, tarihsel bağlamı kişisel trajedi uğruna feda mı eder?5. Sonuç: Neden Bugün Hâlâ Önemli?L'Enfant secret, sinemanın bir yas tutma biçimi olabileceğini kanıtlayan nadir eserlerdendir. Godard'ın Je vous salue, Marie'sindeki kutsal doğum temasıyla diyaloga giren bu film, annesiz bir çocuğun ve çocuksuz bir annenin hikâyesidir. Garrel'in oğlu Louis Garrel'in sonradan sinemaya adım atışı da bu "gizli" mirasın bir devamı gibidir.
    • 1982
    • Fransa
    • IMDb 6.5
    • 293
    • 0
    Liberte, La Nuit
    Tüm Bilgiler
    Liberte, La Nuit Dram, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Cezayir Özgürlük Savaşçıları ile olan ilişkisi yüzünden Fransa Özel Gizli Birliği tarafından takip edilen bir aydın, uzun süre evli olduğu eşinden ayrılır ve Cezayir kökenli bir kadın ile ilişki yaşamaya başlar. Ancak her iki tarafta aşırılık yanlısı taraflarca hedef haline gelir. Melankoli ve Politik Yorgunluk İçinde Bir Aşk Portresi1. Tematik Derinlik ve Tarihsel Arka PlanGarrel, 1968 sonrası Fransız solunun dağılan ideallerini, bireysel yalnızlık ve aşkın kırılganlığı üzerinden irdeler. Film, bir fotoğrafçı (Mireille Perrier) ve eski bir devrimci (Maurice Garrel) arasındaki tutkulu ama yıkıma giden ilişkiyi anlatırken, "gece" metaforuyla politik umutların karardığı bir dönemi simgeler. 1970'lerin terör eylemleri sonrası "yenilmiş" aktivistlerin iç göçü, Garrel'in karakteristik siyah-beyaz görsel diliyle bütünleşir.2. Biçimsel Özellikler ve Estetik Görsellik: Siyah-beyaz kullanımı, Jean-Luc Godard'ın "À bout de souffle"undaki gibi bir gerçekçilik değil, daha çok bir rüya kaydı hissi verir. Uzun plan sekanslar ve loş ışık, karakterlerin içsel kaosunu yansıtır. Diyaloglar: Minimalist ve şiirsel. Örneğin, "Özgürlük artık gecenin renginde" gibi replikler, politik dilin kişisel çöküşe dönüşümünü vurgular. Müzik: Deneysel jazz ve sessizlik anları, gerilimi artırır.3. Karakterler ve Psikolojik Katmanlar Kadın karakter (Anne), aktif bir sanatçı olmasına rağmen, erkeğin geçmişinin gölgesinde kalır. Garrel'in feminist eleştirilere açık bu tutumu, filmdeki "devrimci erkek melankolisi" klişesini güçlendirir. Erkek karakter (Claude), kaçışı ve eylemsizliği seçerek, 68 kuşağının çözülüşünü temsil eder. Onun afyon bağımlılığı, politik idealizmden bireysel uyuşukluğa geçişin metaforudur.4. Eleştirel Zayıflıklar Politikanın Silikleşmesi: Garrel, tarihsel bağlamı kişisel dram uğruna fazla arka plana atar. Militan şiddet gibi temalar yüzeysel kalır. Kadın Bakışının Eksikliği: Anne'nin arzusu, erkeğin krizine hizmet eden bir araç gibi işlenir. Bu, Garrel'in diğer filmlerinde de (örn. "Les Amants Réguliers") tekrarlanan bir sorundur.5. Sonuç: Neden İzlenmeli?"Liberté, La Nuit", devrimci romantizmin çöküşünü şiirsel bir dille anlatan, görsel olarak çarpıcı bir film. Godard'ın politik didaktizminin aksine, Garrel yenilginin estetiğini yaratır. Ancak, karakterlerin derinliksizliği ve politik analiz eksikliği, onu "tam anlamıyla başyapıt" olmaktan alıkoyar.
    • 1984
    • Fransa
    • IMDb 7,1
    • 342
    • 0
    Les Amants Réguliers
    Tüm Bilgiler
    Les Amants Réguliers Dram, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    1968 ve 1969'da Paris: Öğrenci ve sendika ayaklanmasının içinde ve sonrasında. François 20 yaşında, askerlikten kaçan bir şair. Barikatlara katılıyor ama polise Molotof kokteyli atmıyor. Afyon çekiyor ve mirasa konmuş, kendisine kalacak bir dairesi olan arkadaşı Antoine'la devrim hakkında konuşuyor. François, geçimini sağlamak için bir dökümhanede çalışan heykeltıraş Lilie ile tanışıyor. Aşık oluyorlar. Bir yıl geçiyor; François yazmaya, konuşmaya, çekmeye ve Lilie'yle birlikte olmaya devam ediyor. Lilie'nin önüne fırsatlar çıkıyor: Peki o ve François ne yapacak?
    • 2005
    • Belçika,Fransa
    • IMDb 6,8
    • 113
    • 0
    La Frontiere de L’aube
    Tüm Bilgiler
    La Frontiere de L’aube Dram, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Kocasının ilgisizliğinden bunalan Carole, genç bir fotoğrafçı olan François'e aşık olur. İş seyahatinden dönen kocası ikiliyi şaşırtır ve ilişkilerini sona erdirirler. Zamanla deliliğin kucağına sürüklenen Carole, intihar eder. Bu olaydan bir sene sonra, evliliğine saatler kalan François bir hayalet görür. Bu, onu öbür dünyadan çağıran Carole'un hayaletidir...Siyah-beyaz çekilen, Philippe Garrel'ın yönettiği La Frontiere de L'aube (Frontier of the Dawn) - Şafağın Sınırı, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışmıştı.
    • 2009
    • Fransa,İtalya
    • IMDb 6,4
    • 84
    • 0
Philippe Garrel Haberleri
1957’de François Truffaut şöyle yazmıştı: “Yarının sineması bana, bireysel ve otobiyografik bir romandan bile daha kişisel görünüyor; bir itiraf ya da günlük gibi. Genç sinemacılar kendilerini birinci tekil şahısla ifade edecek, başlarından geçenleri anlatacaklar: ilk aşklarının hikâyesi ya da en sonuncusu; politik uyanışları; bir yolculuk, bir hastalık, askerlik, evlilik ya da son tatil… ve bu keyifli olacak, çünkü gerçek olacak… Yarının sineması bir aşk eylemi olacak.” (1)
  •   414
  •   0
Abbas Kiarostami, uluslararası üne sahip ilk İranlı yönetmen olmasa da, dünya çapında tanınan ilk İranlı auteur (özgün sinemacı) idi. Onun bu denli takdir görmesinin nedenleri, İran içinde ve dışında farklılık gösterebilir; bu, çeşitli bakış açılarını yansıtır. Ancak, onun filmlerini İran sineması bağlamında değerlendirmek yine de önemli ve aydınlatıcıdır.
  •   538
  •   0
Genellikle uzun ve siyah-beyaz filmlerin yönetmeni olan Lavrente Indico Diaz, bilinen adıyla “Lav Diaz” Filipinlerin en kıymetli yönetmenlerinden biridir. 1958’in Aralık ayında doğan yönetmen, yapımcı oluşunun yanı sıra, editör, şair, yazar, besteci ve aktör olarak da çeşitli alanlarda çalışıp ilgilenmiştir. Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan yönetmen, filmlerinde genellikle kendi şiirlerini ve kendi müziklerini kullanır. Notre Dame Üniversitesi, Ekonomi diplomasının yanı sıra hukuk eğitimi de alan Diaz, Temmuz 2017’de Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi (Academy of Motion Picture Arts and Sciences)’ne davet edilmiştir.
  •   170
  •   0