Aki Kaurismäki
Aki Kaurismäki 1957 yılında Finlandiya’nın Orimatilla kentinde doğdu. Tampere Üniversitesi’nde gazetecilik okudu. Burada film derneklerinde çeşitli etkinliklere katıldı. Sinemaya, 1980’lerin başında ağabeyi Mika’nın filmlerinde oyunculuk ve senaryo yazarlığı yaparak adım attı. 1983’de Dostoyevski’nin romanından uyarladığı “Suç ve Ceza” ile ilk uzun metrajlı filmini çekti. Diğer edebiyat uyarlamaları arasında Shakespeare’in Hamlet’ini Helsinki sanayi bölgesinde geçen tuhaf olaylarla birleştirdiği “Hamlet Goes Business”i ve Puccini’nin La Boheme operası sayesinde meşhur olan “Bohemian Life” (1992) adlı romanı sayabiliriz. Biçimsel ve tematik açıdan istikrarlı ve sistematik bir sinemacı olduğunu kanıtlamış olan Kaurismäki’nin yönetmenliğinin en önemli özellikleri, yalın ve disiplinli anlatımı, geleneklerin gücünün bilincinde olması ve çoğu zaman sertçe kullandığı kara mizahtır. Kaurismäki’nin, yaşamın kenarına itilmiş, yersiz yurtsuz karakterlerini sunuş biçimi, onları bu konuma iten toplumsal değerlerin eleştirisinin yanında bu insanların yaşamlarını daha iyi anlamanızı sağlamayı amaçlayan ahlaki sorumluluğu da içerir. Kaurismäki “Tutunamayanlar Üçlemesi” adını verdiği ama daha çok “İşçi Üçlemesi” adıyla bilinen serisine, çöp toplayarak geçinen bir adamla süpermarkette kasiyerlik yapan bir kadının Fin usulü aşkını romantik hayallerden ve günlük hayatın tekdüze gerçeklerinden uzak durarak anlattığı “Shadows in Paradise” (1986) ile başladı. Bu üçlemeyi, Helsinki’nin beton ormanında işsiz ve evsiz kalan bir adamın maceralarını konu alan “Ariel” (1988) ve Andersen’in masalını işçi sınıfına uyarladığı “The Match Factory Girl” (1990) ile tamamladı. Müziği yaşam biçimini simgelemekle kalmayıp aynı zamanda basmakalıp kurallara karşı bir başkaldırı aracı olarak gören Kaurismäki, dünyanın en kötü Rock grubu olan “Leningrad Cowboys / Leningrad Kovboyları” üzerine de üç filmlik bir seri yapmıştır. Son yıllarda tekrar ülkesindeki sorunlara odaklanan yönetmen, Finlandiya’da işsizlik üzerine yeni bir üçlemeye başladı. Sürüklenen Bulutlar ile işsiz kalan ve yaşamlarını onurlu bir şekilde sürdürmeye çalışan bir çiftin öyküsünü anlattı. Bu üçlemenin ikinci filmi olan Geçmişi Olmayan Adam, Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü, Hamburg Film Festivali’nde Douglas Sirk Ödülü’nü ve Huesca Film Festivali’nde Luis Buñuel Ödülü’nü kazandı.