1979′da ilk filmini çeker. The Driller Killer (Matkap Katili) adlı gore korku filminin başrolünde kendisi oynamaktadır. Son derece vahşi ve kanlı sahneler içeren bu istismar filminin ardından esas ününü ve ilk çıkışını 1981′deki Angel of Vengeance (Ms .45 - İntikam Meleği) adlı filmle yapar. Tecavüze uğrayan genç bir kızın erkeklerden öç almasını içeren bu film de bir korku filmidir. -Bu film bazı meraklıları için kült film statüsüne erişmiştir- Daha sonra birkaç TV filmi ve 80′li yılların ünlü polisiye dizisi Miami Vice’ın birkaç bölümünü yönetir. Bunların ardından başrolünde Peter Weller’in olduğu (Robocop’daki robot polisi oynayan aktör) Cat Chaser (1989) isimli bir kara film çeker (Ne yazık ki bu film hakkında bilgim yok). Başrollerinde Christopher Walken ve Wesley Snipes’ın oynadığı King of New York’un (1990, New York Kralı) ardından başrolünde Harvey Keitel’in oynadığı Bad Lieutenant’ı (1992, Haşin Polis) yönetir. Bu film Ferrara’nın en iyi filmidir ve çoğu kişi tarafından en önemli filmi olarak kabul edilir. Ancak bu film son derece itici ve sert sahneler içerir; o yüzden pek çok yerde -ülkemiz dahil- sansüre takılır (Show TV on sene kadar önce bu filmi kuşa çevirerek bir kaç kez yayınlamıştı.)
1993 yılında, başrollerini Harvey Keitel ve Madonna’nın paylaştığı Dangerous Game’i (Tehlikeli Oyun) çeker Ferrara ama film fazla ses getirmez. Aynı yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan Body Snatchers (Vücut Parçalayıcılar) adlı filmi yönetir. Bu film Don Siegel’in 1950 tarihli ünlü bilim kurgu-korku filmininüçüncü ve çok başarılı bir yeniden çevrimidir. -Bu film kendi türünde zirvededir-
1995 yılında en kasvetli ve rahatsız edici filmi olan The Addiction (Tutku) isimli siyah beyaz, tüyleri diken diken eden vampir filmini çeker.
Sonraları bizde en bilinen filmleri olan, başrollerinde yine Christopher Walken ve Isabella Rosselini’nin olduğu The Funeral (1996, Cenaze Töreni) adlı mafya filmi ve uyuşturucu bağımlılığı ve şizofreni hakkındaki, başrollerinde Dennis Hopper, Beatrice Dalle ve ünlü manken Claudia Schiffer’ın oynadığı Blackout (1997, Karartma) filmleri gelir.
1998′de şizoid bilim kurgu filmi New Rose Hotel (başrollerde Willem Dafoe, Asia Argento ve Christopher Walken) ve 2024′lerde ‘R Xmas (2001), başrolünde Juliette Binoche’un oynadığı Mary (2005, Meryem) adlı mistik fantastik film (bu film üç sene önce İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti) ve son olarak geçen yıl yine İstanbul Film Festivali’nde gösterilen Go Go Tales (Striptiz Hikayeleri) -ki bu film kişisel görüşüme göre yönetmenin en başarısız ve niteliksiz filmidir; sıradan bir kara mizahtır- adlı filmleri çeken Abel Ferrara’nın filmografisi her bünyeye göre değil, görüldüğü gibi. Ancak içinde yaşadığımız dünyanın ne denli zalim ve acımasız olduğunu büyük bir sinemasal ustalıkla izlemek, düşünmek ve hayata daha farklı gözlerle -yenilenmiş, farklılaşmış insan olarak- bakmak istiyorsanız ve sinema sizin için sadece bir eğlence aracı değilse ne yapıp edin bu usta sinema adamının filmleriyle tanışın. Dünyaya bakış açınızın değiştiğini göreceksiniz.
(Not: Abel Ferrara filmlerinin çoğunun senaryosunu Nicholas St. John isimli şahıs yazmıştır. Bu şahıs kimi kaynaklara göre Ferrara’nın en yakın arkadaşı, kimi kaynaklara göre ise yönetmenin kendisidir.