Valérie Moreau

  1. La Môme (La Vie En Rose)
    Tüm Bilgiler
    La Môme (La Vie En Rose) Biyografi, Dram 
    Türkçe Altyazı
    Berlin Film Festivali’nin açılış filmi olan “La Vie En Rose”, başrollerinde Fransız aktris Marion Cotillard, Sylvie Testud, Gérard Depardieu’nun oynadığı, büyüleyici bir Edith Piaf biyografisi. Fransa – İngiltere – Çek Cumhuriyeti ortak yapımı olan film, 140 dakika boyunca ruhunuzu okşayacak Edith Piaf müzikleriyle dolu.Edith Piaf’ın (Marion Cotillard) 1959’da New York’da verdiği konser sahnesi ile başlayan film, Fransız şarkıcı Piaf’ın, 40’lı yaşlarına odaklanıyor. 1915 yılında dünyaya gelen Piaf, babasının çalıştığı sirk sayesinde küçüklüğünden itibaren pek çok yer dolaştı. O dönemlerde, en yakın arkadaşı Mômone (Sylvie Testud) ile sokaklarda şarkı söyleyerek para kazanıyordu. Bu sırada bir kabare işleten Leplée (Gérard Depardieu) tarafından keşfedildi ve kısa sürede, onu meşhur edecek çevre içine girdi.“A Very Long Engagement” (Kayıp Nişanlı), adlı filmden tanıdığımız Cotillard, Piaf’ın gençlik yıllarından, 47 yaşında ölümüne kadar olan süreyi büyük başarıyla canlandırıyor. Genç yaşta yakalandığı hastalık ve bağımlılıkların, henüz 40 yaşındayken onu 70 yaşında bir kadın haline dönüştürdüğü, yürüme, konuşma ve şarkı söyleme yetisini kaybettiği süreci tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.Filmde, Piaf’ın büyük aşk yaşadığı ve 1949 yılında bir uçak kazasında hayatını kaybeden boks şampiyonu Marcel Cedan’ın (Jean-Pierre Martins) da önemli bir yeri var.
    • 2007
    • Çekya,Fransa,İngiltere
    • IMDb 7.6
    • 457
    • 0
Valérie Moreau Haberleri
Şiirsel Gerçekçi Filmler
  31 Aralık 2023

Şiirsel Gerçekçi Filmler

1929 Buhranı sonrası sosyoekonomik kargaşanın hâkim olduğu bir dönemde doğan Şiirsel Gerçekçilik, bireyi merkezine alarak toplumsal bir hiciv lirizmi sunar. 1930’larda Fransa’da doğup ardından tüm Avrupa’yı kucaklayan akım, yaklaşmakta olan savaşın karamsar, huzursuz ve acı dolu adımlarına karşı durur; bu net duruşunu şairane bir üslupla harmanlayıp gerçeğin sert hatlarını şiir törpüsüyle silikleştirir. Toplumdaki çalışan insanın, emekçinin, kaçakçının, fabrika işçisinin sorununa, çaresiz karakterleri ve onların tutarsız davranışlarıyla gönderme yapar; sosyalizmi, sıradan insanı, sen ve ben’i savunur. Savaşın yıkmaya çalıştığı hayalleri önemseyerek, günlük hayatın şiirselliğini yakalama derdine düşüp lirik bir kadraj tekniğiyle loş ortamları, puslu havalarda, ıslak kaldırımlar üzerinde perdeye aktarır.
  •   183
  •   0