Yaşlı bir beyefendi, şık bir konutta huzur ve sessizlik bulmaya çalışmaktadır. Yerel bir şekerlemeciyle sohbet ederek ve kardeşiyle satranç oynayarak zaman geçirmektedir. Bu sükûnet, üst kattaki daireye taşınan bir şarkıcı tarafından bozulur.

Ingmar Bergman'ın yönettiği ve TV için yaptığı bir film olan Ett Drömspel (A Dream Play) - Bir Rüya Oyunu, Strindberg'in aynı adlı tiyatro oyununun uyarlamasıdır. Bergman bu filmle birlikte Strindberg'in bu oyununu ilk kez sinemaya uyarlamıştır. Daha sonra üç kez daha daha uyarlayacaktır. Bergman 40 yıl sonra bu filmi yaptığına pişman olmuştur ve şu sözleri söylemiştir: "Bugün Bir Rüya Oyunu'nu asla filmde veya televizyonda yapamayacağınızı biliyorum. Strindberg ne yaptığını biliyordu, oyun gerçek bir tiyatroydu, oynanmak ve tiyatro olarak deneyimlenmek için yazılmıştı."

Sesli sinemanın sinemada devrim yaratmasından önce Britanya'da yapılmış en son sessiz filmlerden biri olan A Cottage on Dartmoor (1929), film yapımının virtüöz bir eseri, yakında modası geçecek bir sanatı savunmak için son bir tutkulu haykırış. BFI Ulusal Arşivi'nde korunan film malzemelerinden restore edilen bu az bilinen mücevher, Birleşik Krallık'ta ilk kez DVD'de yayınlandı ve burada Stephen Horne tarafından özel olarak yaptırılan bir müzikle sunuluyor.Anthony Asquith tarafından yönetilen (daha çok The Browning Version ve The Way to the Stars ile tanınır), Dartmoor'da Bir Kulübe, Dartmoor'un kasvetli manzarasında geçen bir aşk ve intikam hikayesi olan karmaşık bir melodramdır.Küçük bir kasabanın kuaför salonunda genç bir berber olan Joe (Uno Henning), güzel manikürcü (Nora Baring) Sally'ye kur yapmaya çalışır ve ona çıkma teklif eder. Daha yaşlı, daha zengin bir çiftçinin sunduğu güvenlik lehine onu reddediyor. Joe, kıskanç bir öfkeyle çiftçiyi bir usturayla keser ve cinayete teşebbüsten Dartmoor hapishanesine gönderilir. Onu öldürmeye mi yoksa ondan af dilemeye mi geldiğini bilmeyen Sally'yi bulmak için bozkırların üzerinden kaçar ve film işte bu noktada başlar. Hikayenin geri kalanı geçmişe dönüşlerle anlatılıyor.Çağdaşı Hitchcock'a (aynı yıl Şantaj'ı yapan) övgü yağdırmaya daha hevesli eleştirmenler tarafından göz ardı edilen Asquith'in filmleri, benzer şekilde yaratıcı hikaye anlatımı ve teknik sanat sergiliyor. Sovyet avangardı ve Alman dışavurumculuğuyla dolu olan Asquith, filme özellikle İngiliz duyarlılığını aşılarken bu tarzları benimsiyor.