Tun Tun

  1. Kaagaz Ke Phool
    Tüm Bilgiler
    Kaagaz Ke Phool Dram, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Popüler bir yönetmen, filminde çalışması için yeni bir aktrisi işe alır. Filmin popülerliği, yönetmenin üvey kızıyla zaten gergin olan ilişkisini tamamen koparır. Duygusal çalkantıları nedeniyle yönetmen gözden düşer. Artık film endüstrisinin kraliçesi olan aktris ise onu dünyaya geri getirmeye uğraşacaktır.
    • 1959
    • Hindistan
    • IMDb 7,8
    • 20
    • 0
    Pyaasa
    Tüm Bilgiler
    Pyaasa Müzikal, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Şair Vijay, sanata salt “meta” yönünden bakan bir dünyada anlaşılamamaktan muzdariptir. Tutunduğu dal olan şiirleri, potansiyel “eder”ine göre değerlendirilmekte; “satmaz” gerekçesiyle basılmamaktadır. Odağı kaymış dünyada yapayalnız bir sanatçıdır Vijay. Ya da kurban… Parasızlık, onu sokaklarda yaşamaya ve banklarda yatmaya zorlamıştır. Sanat vandalları sadece yayınevleri de değildir üstelik. Şiirleri, terk ettiği evindeki iki nobran kardeşin alay konusudur.
    • 1957
    • Hindistan
    • IMDb 8.3
    • 27
    • 0
Tun Tun Haberleri Tümünü Gör
Hint yönetmen Satyajit Ray’in sırasıyla 1955, 1956 ve 1959 yıllarına ait filmleri Pather Panchali (Yol Türküsü), Aparajito (Yenilmez) ve Apur Sansar (Apu’nun Dünyası) küçük bir çocuğun büyüyüp yetişkin bir erkek olmasının öyküsünü sinemaya taşıyor.
  •   29
  •   0
Altın Palmiyeli birçok filmi sitemizden izleyebilirsiniz.
  •   52
  •   0
Kierkegaard’ın felsefesi aracılığı ile yapmaya çalıştığı şeyi Ingmar Bergman da sineması aracılığı ile yapmaya çalışmaktadır. Kierkegaard, felsefesi aracılığı ile okuyucularının kendilikleri ile yüzleşmelerini sağlarken, Ingmar Bergman da yaratmış olduğu karakterler aracılığı ile seyircilerin yıllar boyunca içlerinde baskılamış oldukları güdüleri ve dürtüleri ile yüzleştirir. Kierkegaard ve Bergman, okuyucularının ve izleyicilerinin id bölgelerine çomak sokmaktadırlar, hatta Freud için söylenen takma adı bu iki ‘düşünür‘ için de rahatlıkla söyleyebiliriz ‘Arı kovanına çomak sokan adamlar.’
  •   52
  •   0
Hiç şüphe yok ki, ABD Bağımsız Sineması en verimli dönemi 90'lı yıllardı. “Sundance Çocukları” denilen o dönemin yönetmenleri, bugünün en sıkı sinemacıları artık. Hepsinin farklı dertleri vardı şüphesiz. Jimi Jarmusch mesela, Beat kuşağını, özellikle William Blake’i, şiirle harmanlayarak toplumun dışında kalanları stilize bir şekilde resmetti. Coen kardeşler, giderek şiddet toplumuna dönüşen ABD'yi biraz alaycı, biraz da ciddi bir şekilde ele aldı. Wes Anderson ise sinemasında Fransız Yeni Dalgası’ndan esintiler sunuyordu, edebiyata özellikle J. D. Salinger hayranlığını hemen hemen bütün filmlerinde yer veriyordu. “Yeni Amerikan Dalgası” olarak adlandırılacak olan bu dönemden son yıllarda dikkat çekmeye başlayan bir yönetmen daha var: Noah Baumbach. Her ne kadar kendisi uzun yıllardır film çekse de, beynelmilel şöhrete 2000 yılların sonlarına doğru ulaşmaya başladı.
  •   22
  •   0