Türkçe Altyazı
“The Window- Pencere”, Barbara Hale’in başrol oynadığı ve Cornell Woolrich’in Mystery Book Magazine’de (Mart 1947) yayınlanan komşularının katil olduğundan şüphelenen yalancı bir çocuk hakkındaki “The Boy Cried Murder” adlı kısa öyküsüne dayanan 1949 tarihli bir siyah-beyaz gerilim filmidir.Film, Ezop Masallarından şu yazılı alıntıyla açılıyor: “Çocuk birkaç kez ‘kurt’ ‘kurt’ diye bağırdı ve insanlar ona her yardıma geldiklerinde ortada bir ‘kurt’ olmadığını gördüler.”Film, Cary Grant ve Ingrid Bergman’ın oynadığı Alfred Hitchcock’un Notorious (1946) adlı bir başka başarılı gerilim filmi de dahil olmak üzere 100’den fazla filmde görüntü yönetmeni olarak çalışan Ted Tetzlaff tarafından yönetildi.RKO, başrolü oynamak için Disney’den Bobby Driscoll’u ödünç aldı.Bu film 1947’nin ikinci yarısında çekildi RKO’yu satın alan Howard Hughes tarafından “yayınlamaya değmez” olarak ilan edilip rafa kaldırıldı ve ancak 1949’da gösterime girdi. 1949’da piyasaya sürüldüğünde, maliyetinin birkaç katı hasılat elde ederek ve çekildiğinde on yaşında olan Bobby Driscoll’a özel bir Akademi Çocuk Ödülü kazandırarak RKO’nun en büyük hitlerinden biri oldu.1950 Akademi Ödülleri’nde Bobby Driscoll, bu filmdeki çalışması ile Disney’in göz yaşartıcı filmi So Dear to My Heart’a (1948) karşı yarışarak bir Akademi Çocuk Ödülü kazandı. Juvenil Oscar, “Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi (AMPAS) Yönetim Kurulu’nun takdirine bağlı olarak, özellikle on sekiz yaşın altındaki genç sanatçıları ‘olağanüstü katkıları’ nedeniyle takdir etmek üzere verilen Özel bir Onursal Akademi Ödülüdür.Yazar ve kara film tarihçisi Eddie Muller’e göre, bu, New York’ta neredeyse tamamen mekanda çekilen ilk kara film prodüksiyonuydu. Daha önce tamamlanmış olmasına rağmen, ünlü New York Esrarı’ndan- The Naked City (1948) sonra piyasaya sürülmüştür.Filmin tek Oscar adaylığı En İyi Kurgu dalında geldi.Köşedeki eczane, bu filmde gösterildiği gibi, günlük şehir yaşamının bir parçasıydı. Telefonu kullanmak, ilaç almak, en son yayınları incelemek, bir şeyler içmek için gidilen bir yerdi. The Honeymooners (1955) ve I Love Lucy (1951) gibi TV şovları da eczaneyi ara sıra bir olay örgüsü unsuru olarak kullandı.Kiralık binalar arasına gerilmiş çamaşır iplerinin görüntüsü, New York City’de nesiller boyu tanıdık bir manzaraydı. Birçok film ve TV şovu, mekan belirleme çekimlerinde bu görüntüleri kullandı. 11 yıl sonra Batı Yakasının Hikayesi filmi (1961) ile ikon haline geldi.Film ilk gösterime girdiğinde, The New York Times filmi övdü: Bu RKO melodramının çarpıcı gücü ve ürkütücü etkisi, esas olarak Bobby’nin parlak oyunculuğundan kaynaklanmaktadır. Gerçekten de, çökmekte olan evde ölümden kaçarken çocuğun yüzüne kazınmış ve her hareketinden yansıyan o kadar keskin bir tehlike ifadesi vardır ki seyredenlerin endişe duymaması imkansızdır.Onlarca yıl sonra, 2003’te eleştirmen Dennis Schwartz, filmin kara film yönlerini ve 20. yüzyılın ortalarında şehir merkezinde yaşayan...