Türkçe Altyazı
'Başımızı derde sokan kötü gelişmelerin kaynağında bilmediğimiz şeyler değil, başımıza asla gelmeyeceğinden emin olduklarımız vardır.?" Mark Twain İnsanoğlu adeta bir zaman bombasının üzerinde oturuyor. Eğer bilim adamlarının büyük çoğunluğu haklıysa, dünyamızın iklim sistemini zincirleme şekilde yol olmaya götürecek çok büyük felaket için önümüzde sadece 10 yılımız var. Üstelik, ekstrem hava koşulları, seller, kuraklıklar, salgın hastalıklar ve öldürücü hava dalgalarıyla beraber gelecek olan bu felaketi kendi ellerimizle yarattık. Kıyamet senaryolarını çağrıştıran böylesine ciddi bir felaketler dizisini önlemek için bir kez daha durup düşünmeye ihtiyacımız var. Yönetmen Davis Guggenheim, Sundance Film Festivali'nin hit filmi "An Inconvenient Truth"da, tüm yaşamını küresel ısınma problemini çevreleyen yanlış anlama ve söylenceleri gözler önüne sermeye adamış bir adamın girişimlerine tutkulu ve esinlendirici bir bakış atıyor. Küresel ısınma problemini tüm yönleriyle ele alan "An Inconvenient Truth"ta hayatı anlatılan adam, ABD'nin eski Başkan Yardımcısı Al Gore'dur. 2000 seçimlerinde aldığı tarihi yenilgiden sonra hayatanın akışını yeniden biçimlendiren Al Gore'un, politika dünyasından elini eteğini çekerek tüm hayatını dünyamızı kaçınılmaz felaketten kurtarmak için yaptığı girişimler anlatılır. Al Gore'un etkileyici olduğu kadar üzücü portresinin çizildiği filmde, 'gezginci küresel uyarı show'u adını verdiği multimedya gösterisi aracılığıyla küresel ısınma problemini gündemde tutma çabası görüntülenir. Al Gore, 'dünya çapında acil durum' adını verdiği çarpıcı gerçekleri dile getirirken, ateşi bir an önce söndürmeyi amaçlayan oldukça esprili, ilgi çekici ve açık bir üslup kullanır. Amacı çarpıcı gerçekleri sıradan insanların önüne çok geç olmadan acilen koymaktır. Amerikalılar 2005 yılında bugüne kadar gelmiş geçmiş en kötü kasırgalar sezonunu deneyimledi. Sadece bu bile artık çevre felaketleri konusunda doyum noktasına ulaşmış olabileceğimizi gösterdi. 2005 yılında yaşanan Katrina kasırgası örneğinden yola çıkan Al Gore, içine sürüklendiğimiz berbat durumu açıklarken sözünü bir an bile sakınmadı. Gerçek veriler ve geleceğe yönelik öngörülerle desteklenen 'An Inconvenient Truth'ta ayrıca Al Gore'un kişisel hayat yolculuğunun da öyküsü anlatılır. Henüz idealist bir üniversite öğrencisiyken gelecekteki büyük çevresel krizi ilk gören insan oluşundan başlayarak, yaşadığı aile trajedisi sonucu hayata bakış açısı tamamen değişen genç senatöre; neredeyse ABD başkanı olacakken herşeyi bir yana bırakarak kendisini hayatının en büyük davasına adayarak fark yaratmak için hala zaman olduğuna insanları ikna etmeye çalışan Al Gore'un öyküsü tüm detaylarıyla ekrana yansır. Bir akıl, zeka ve umut gösterisi olan "An Inconvenient Truth"ta, Al Gore'un ısrarla savunduğu argümanı çevre sorununa duyarlı izleyiciye sunulur: Küresel ısınma problemini artık politik bir sorun gibi daha fazla göremeyiz. Bu problem dünya uygarlığının yüzyüze kaldığı ve bugüne kadarki tüm yanlış yaklaşımlara meydan okumayı gerektiren en büyük ahlaksal problemdir.