Türkçe Altyazı
Kayıp bir kimliğin peşinden sürüklenen, görünür bir gölgenin siyah-beyaz tonlardaki yaşayan yalnızlığına tanık olduğumuz Au pan coupé (1968), Guy Gilles’in şiirsel yaklaşımlarla tüm kompozisyonu özenle boyadığı bir yapım. Jeanne Delaître (Macha Méril) ve Jean Doit (Patrick Jouané) karakterleri sonsuz bir hüzün havuzunda kaybolmuş, birbirine çok yakın ancak aynı zamanda da birbirine son derece yabancı bir ikili olarak karşımıza çıkıyor. Onların arasındaki “yabancı” boşluk filmin başından sonuna değin nefes alarak genişliyor ve kadraj alanını daraltıyor. Bu durum bir anlamda filme yoğun bir baskı yüklerken diğer yandan filmin hikâyesini sonsuzluğa doğru, geri dönmeyecek olan bir kayığa bindiriyor. Karakter odaklı bir film olan Au pan coupé, Jeanne’ın gözünden fildişi rengindeki anılara dalmamızı sağlıyor. Öte yandan Jean’ın özne olarak varlığı, bilinmez parçacıklara bölünüyor ve o parçacıklar kendi içinde birbirini dağıtıyor.Guy Gilles teknik olarak bizi her iki karakter ile de tanıştırmasına rağmen Jean’ı her zaman bir sanrı gibi karşımıza çıkarıyor ki bu da kişisel bir hatıra durumundan uzakta kaldığı için Jean’ın kimliği sadece Jeanne’ın aktardıklarıyla imkânlı kılınabiliyor. Bu şekilde “yalnızlık” Jean’a aitmiş gibi gözükse de onu deneyimlenin sadece Jeanne olduğunu görebiliyoruz. Bu da Jeanne’in yalnızlığının mümkün kılınabilmesi için Jean’a olan ihtiyacını doğuruyor. Yönetmen sadece bu ikilinin isimleri üzerinde oynama yapmakla yetinmemiş aynı zamanda görsel oyunlarını da kompozisyonuna yedirmiş. Her iki karakterin soyadlarının da sinema / dilbilim ekseninde bambaşka bir okumaya imkan verdiğini de hatırlatalım: “Delaître” soyadı Fransızca’daki “varoluş” (aynı şekilde okunan “être” / olmak fiili) kavramına, “Doit” soyadı ise “zorunda olmak” anlamındaki “devoir” kavramına gönderme yapmaktadır. Bir anlamda “Jean Doit” adı, “Jean [fiil] zorundadır” şeklinde serbestçe yorumlanabilir.Filmin en dikkat çeken teknik kullanımlarından biri de alışılmış olanın aksine siyah-beyaz geçişlerin “şimdiki zaman”a ait olması ancak renkli olarak kullanılan geçişlerinin tamamının “anılar’a yani geçmiş”e ait olması. Böylece toplamda 68 dakika süren filmde anlatı biçimi hikâyeyi ikiye bölüyor. Bu da takip edilmesi gereken hızlı bir akışı doğuruyor. Öte yandan Jeanne’ın hemen ilk karelerde doğurduğu hüzün, filmin sonuna doğrudan bağlanan bir öğeyi izleyiciye doğru saplamış olsa da bu doğumun sancıları Au pan coupé’yi var eden bir bağ haline geliyor. Filmin adının anlamına değinmek gerekirse bu ifadenin aslında bir mimarî terimi olduğunu söylemekle başlayabiliriz. İki duvarın ortak bir çizgide birleşerek keskin bir açı oluşturmalarını engelleyen, bir anlamda düz hale getirilmiş bir gizli köşe olarak tanımlayabileceğimiz kavram, dilimize “köşe çalığı” veya “köşe pahı” şeklinde geçmiş. Film boyunca Jeanne’in ruhsal dışavurumlarını düşünecek olursak filmin anlamı daha da ortaya çıkmaya hazır.Diğer yandan Au pan coupé, filmde Jeanne ve Jean’ın buluştukları kafe olarak kullanılıyor. Zamanında Paris’in 18. bölgesinde (18ème Arrondissement) yer alan bu kafe ne yazık ki artık mevcudiyetini korumuyor. Ancak Google Maps uygulamasında yerin adını arattığınızda aynı isimli bir...