Louis Malle

Louis Marie Malle (1932-1995) Fransız film yönetmeni, senarist ve yapımcı.

Françoise ve Pierre Malle çiftinin çocuğu olarak Thumeries kentinde doğdu. Sciences Po'da siyaset bilimi ve IDHEC'de sinema okudu. 1956'da ünlü denizci Jacques Cousteau ile yönettiği Le Monde Du Silence filmi ile Altın Palmiye ve En İyi Belgesel dalında Akademi Ödülü'nü kazandı. Malle, Nouvelle Vague (Yeni Dalga) akımıyla ilişkili olup auter teorisiyle uyuşmaz. Godard, Truffaut, Chabrol, Rohmer gibi akımın ünlüleriyle fazla ortak yanı yoktur.

1970'lerin sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşen Malle, 1995'te lösemi nedeniyle Beverly Hills'daki evinde hayatını kaybetti.

Louis Malle 1965'ten 1967'ye kadar kısa bir süre aktris Anne-Marie Deschodt ile evli kaldı. 1970'lerde 2 farklı ilişkisinden 2 çocuğu oldu: Alman aktris Gila von Weitershausen'dan 1971'de Manuel Cuotemoc Malle adlı bir oğlu, Kanadalı aktris Alexandra Stewart'tan da 1974'te Justine Malle adlı bir kızı dünyaya geldi. 1980'de 2. ve son evliliğini Amerikalı aktris Candice Bergen ile gerçekleştirdi ve 1985'te Chloe Françoise Malle adında bir kızı daha oldu.

  1. Le Voleur
    Tüm Bilgiler
    Le Voleur Dram, Komedi 
    Türkçe Altyazı
    Sene 1900, Paris... Georges, zengin bir adam olan amcası tarafından büyütülmüş bir gençtir. Kuzeni Charlotte'a aşık olan Georges, onunla evlenmek istemektedir. Ancak amcası, kızını zengin bir komşuya vermiştir. İçini intikam hırsı bürüyen Georges, amcasının mücevherlerini çalar. Bu hırsızlık deneyiminden çok zevk duyan genç adam, bir hırsız hayatı sürmeye başlayacaktır...
    • 1967
    • Fransa,İtalya
    • IMDb 6.9
    • 350
    • 0
    La vie de bohème
    Tüm Bilgiler
    La vie de bohème Komedi, Romantik 
    Türkçe Altyazı
    Puccininin eserine de ilham kaynağı olan 19. yüzyıl romanından (Scenes de la vie de boheme - Henri Murger) uyarlanan film, yoksulluk ve sanatsal takıntılara mahkum üç kaybedenin hikayesini anlatıyor: Arnavut ressam Rodolfo, oyun yazarı Marcel ve besteci Schaunard. Üçünün de problemleri aynıdır: kira ve yemek paraları yoktur ve farkedilmeleri için nafile bir çaba içindedirler. Bütün bunların arasında Rodolfo ve sakin, sürekli olarak perişan halde dolaşan bir kadın olan Mimi arasında gelişen bir ilişki son derece gerçek bir hal alır, özellikle de yoksulluk (ve Rodolfonun göçmenlik problemleri) onları ayırdığında.
    • 1992
    • Almanya,Finlandiya,Fransa,İsveç
    • IMDb 7.6
    • 316
    • 0
Louis Malle Haberleri Tümünü Gör
İlk filmi olan Elevator to the Gallows vesilesiyle Louis Malle ismini Yeni Dalga akımına hiç dahil etmeyen sinema yazarları da mevcuttur. Bu yönetmeni belli bir tür ya da akımın içinde anmak zordur. Çünkü yüksek burjuva bir aileden gelen, iyi eğitim almış, 2. Dünya Savaşı yılları acı hatıralarla zihnine kazınmış bir sanatçı olan Malle, olağanüstü hayat birikimini tematik bir devamlılık içeren filmlere dönüştürmek yerine, türden türe sıçrayan bir kariyeri tercih etmiştir. Kimi, otobiyografik öğeler de içeren yapıtlarıyla, kara filmden belgesele, dramdan komediye her türde başarısını yinelemiş, Fransız Sineması’ndaki ustalığını ilerleyen yıllarda Hollywood’da da kabul ettirmeyi başarmıştır. Hangi dilde, ne türde film çekerse çeksin, sinemaseverlerin kalbindeki yeri ise asla değişmemiştir.
  •   262
  •   0
Film Noir, tanımlanması son derece zor bir türdür; çünkü kimse onun tam anlamıyla kapsayıcı bir tanımını veremez. Herkes örnekler ve tekrarlayan özellikler listeleyebilir - femme fatale, sert diyaloglar ve sinematografik ışık-gölge oyunu, ancak 10 kişiye bunu tanımlamalarını sorduğunuzda 10 farklı yanıt alırsınız.
  •   8
  •   0
Altın Palmiyeli birçok filmi sitemizden izleyebilirsiniz.
  •   207
  •   0
Şiirsel Gerçekçi Filmler
  31 Aralık 2023

Şiirsel Gerçekçi Filmler

1929 Buhranı sonrası sosyoekonomik kargaşanın hâkim olduğu bir dönemde doğan Şiirsel Gerçekçilik, bireyi merkezine alarak toplumsal bir hiciv lirizmi sunar. 1930’larda Fransa’da doğup ardından tüm Avrupa’yı kucaklayan akım, yaklaşmakta olan savaşın karamsar, huzursuz ve acı dolu adımlarına karşı durur; bu net duruşunu şairane bir üslupla harmanlayıp gerçeğin sert hatlarını şiir törpüsüyle silikleştirir. Toplumdaki çalışan insanın, emekçinin, kaçakçının, fabrika işçisinin sorununa, çaresiz karakterleri ve onların tutarsız davranışlarıyla gönderme yapar; sosyalizmi, sıradan insanı, sen ve ben’i savunur. Savaşın yıkmaya çalıştığı hayalleri önemseyerek, günlük hayatın şiirselliğini yakalama derdine düşüp lirik bir kadraj tekniğiyle loş ortamları, puslu havalarda, ıslak kaldırımlar üzerinde perdeye aktarır.
  •   131
  •   0