Lisa Boyle

  1. Lost Highway
    Tüm Bilgiler
    Lost Highway Dram, Gerilim 
    Türkçe Altyazı
    Los Angeles'da yaşayan ve bir gece kulübünde caz saksafon çalan Fred Madison(Bill Pullman ) adlı bir adamın başından geçen garip olaylarla başlıyor.Karısı Renee'nin(Patricia Arquette ) kendisini aldattığı paranoyasıyla yaşayan Madison, evinin dışarıdan kamerayla çekilmiş görüntülerinin yer aldığı bir kaset alır. Ardından bu sefer evin içininin çekildiği bir kaset daha alan Madison, daha sonra karısıyla yatak odasındaki görüntülerinin yer aldığı üçünücü bir kaset daha alır. Bu sırada karısının, daha önce hiç tanımadığı bir arkadaşının partisine katılan Madison, burada kendisini tanıdığını ve şu anda evinde olduğunu söyleyen garip bir adamla(Robert Blake) tanışır. Ertesi gün karısının evde ölü olarak bulunması üzerine zanlı durumuna düşen Madison, aleyhine olan deliller üzerine, karısını öldüren kıskanç koca suçlamasıyla hapse atılır. Karısının öldürülmesine dair hiçbir şey hatırlamayan Madison, gelişen olaylar karşısında ne yapacağını bilemez. İşte tam bu sırada dört duvar arasında tıkılıp kalan Madison, bir anda ortadan kaybolur ve yerine Pete Dayton(Balthazar Getty) adlı genç bir adam geçer. Dayton, arabasının bakımını sadece kendisine yaptıran bir gangsterin Alice adlı sevgilisine aşık olan bir genç bir oto tamircisidir. Alice ile birlikte gangsterlerin elinden kaçmaya çalışan Dayton, sevgilisinin, kirli geçmişinden kurtulması için, Alice'i fahişe olmaya iten adamı öldürmeye karar verir.
    • 1997
    • ABD,Fransa
    • IMDb 7.6
    • 450
    • 0
Lisa Boyle Haberleri
Yaklaşık elli yıllık kariyerinde hayranlık uyandırıcı bir filmografi inşa eden yazar ve yönetmen Claire Denis hala devam ettirdiği kariyeri ve şahsına münhasır sinema diliyle çağdaş Fransız sinemasının yaşayan en önemli figürlerinden biri olmayı sürdürüyor.
  •   48
  •   0
Antonioni, Fellini ve Bresson gibi auteurlerin önemli filmlerine yeni bir ışık tutan ve bir dizi önemli ama az bilinen filmi gölgelerden çıkaran Modernizmi Seyretmek Avrupa sanat sinemasının II. Dünya Savaşı sonrasındaki altın çağının ilk kapsamlı incelenişidir. András Bálint Kovács'ın 1950'lerden 1970'lere uzanan bu ansiklopedik çalışması sinemadaki modernizmin az sayıdaki stile ve temaya sahip birleşik bir hareket değil, tersine modern sanatın temel ilkeleri üzerine hayrete düşürücü bir çeşitlemeler alanı olduğunu öne sürüyor.Modernizmin ve avangardın kavramlarının sinemada kendilerini farklı şekilde nasıl gösterdiklerini örneklerle açıklayan Kovács incelemesine sanat sinemasının tarihsel bir kategori olarak ortaya çıkışının izini sürerek başlıyor. Daha sonra modern stillerin ve biçimlerin temel biçimsel özellikleri kadar onların entelektüel temellerini de açıklıyor. Sonunda, modernist kuram ve felsefenin üzerinde durarak Kovács modern Avrupa sanat sinemasının evriminin yenilikçi bir tarihini sunuyor. Yalnızca modernizmin kökenlerini değil, aynı zamanda onun stilistik, tematik ve kültürel somutlaşmasını da inceleyen Modernizmi Seyretmek sinemanın bu altın çağını içeren tarihsel dönemleri düşünmenin yaratıcı yeni yollarını gösteriyor.
  •   45
  •   0
Sinema da diğer sanat disiplinleri gibi çağının ruhunu yansıtan öyküler anlatır. Modern dönem aygıtı olarak içinde bulunduğu toplumun değerlerinden etkilenen sinema politik, ekonomik ve kültürel değişimlerden bağımsız değildir. Her ülke sineması kendi kültüründen beslenerek ürettiği filmler ile bir tür toplumsal ayna görevi görür. Seyirci izlediği her filmde o ülkenin sosyal ve kültürel yapısına da tanıklık eder. Sinema ticari yapısının yanı sıra aynı zamanda hem bir kültür oluşturucu hem de bir kültür aktarıcıdır. Kültür aktarıcısı olarak sinema oldukça güçlüdür ve aynı zamanda ülkelerin görsel hafızasını oluşturur. İran sineması da var olduğu toplumun değerlerinden yola çıkarak ticari ürünlerin yanı sıra Dünya’da kabul görmüş önemli sanatsal eserler vermiştir. İran sineması devrimden önce ticari ve aynı zamanda Yeni Dalga akımının ilk dönemini yaşamış devrimden sonra ise bu akımın en verimli dönemine tanıklık etmiştir. Yönetmenlerin kişisel dünyalarını görselleştirerek aktardıkları sinemasal ürünler aynı zamanda yaşadıkları toplumun yansımasıdır. Majid Majidi’de İran toplumunda yetişmiş ve İran Yeni Dalga sinemasının son kuşak temsilcileri arasındadır. Kendi coğrafyasında ülkesinin kültürel ve sosyal değerlerinden etkilenerek filmler üreten Majidi’nin anlatı dilindeki çok katmanlılık İran sanatlarındaki zenginlikten kaynaklanmaktadır. İslami görüşten yola çıkarak yaptığı filmleri genel insani değerlere vurgu yapmaktadır. Sinemada gerçekçilik yaklaşımını benimseyen Majidi cennetin çocukları filmi ile oldukça doğal ve yalın bir anlatım diliyle çocuk masumiyeti üzerinden insan doğasını yansıtan bir anlatı sunmuştur. Çocuk bakış açısıyla aktardığı ahlak ve erdem gibi unsurları işlediği ‘Cennetin Çocukları’ filmi dış gerçekliği olduğu gibi aktaran sade bir anlatı diline sahiptir. Filmde kamera kullanımının yanı sıra aydınlatma ve mekan unsuru da gözün algıladığı biçimde aktarılmıştır.
  •   311
  •   0
Sanat ve politika arasındaki ilişki her zaman tartışılan bir konu olmuştur. Sinemanın da görsel ve işitsel imkanları sayesinde politikayla olan ilişkisi göz ardı edilemez. Proletaryanın tarih sahnesine çıkışıyla birlikte grevler, lokavtlar ve sendikalar da perdeye yansımaya başlamıştır. Bu tezde “Politik Sinema Örneği Olarak Ken Loach sineması ve iki filmi olan “Riff- Raff” (Ayaktakımı) ve “I, Daniel Blake” (Ben, Daniel Blake)” filmlerinde İşçi Sınıfının sunumları incelenmiştir.
  •   247
  •   2