Hayatının son eylemini deneyimleyen yeni yaşını doldurmamış bir kadının günlük yaşamının izlenimci, siyah beyaz portresi. Danuta Szaflarska, geçmiş dönemlere ait hediyelik eşyalar ve hazinelerle dolu devasa ama hızla yıpranan bir ahşap evde yaşayan Aniela'yı canlandırıyor. Aniela başkalarıyla olan ilişkilerinde çatışmalarla karşılaşır, özellikle de mülkünü göze batan bir şey olarak gören ve onu satın almak ve yıkmak için elinden gelen her şeyi yapmak isteyen kötü bir komşu ve - nazik de olsa - onu tetikleyen evli yetişkin oğlu. Aniela'nın içinde paranoya (Aniela'nın mülkü ondan uzaklaştırmayı planladığına ve plan yaptığına inanmadan edemiyor). Bu kişiler karşısında şaşkına dönen Aniela, köpeği Fila ile yaptığı günlük konuşmalarda tek teselli ve güvence kaynaklarından birini bulur ve can sıkıntısı yaklaştığında komşularının yaptıklarını gözetlemek konusunda büyük bir eğilim geliştirir.

1939 Eylülünde Polonyayı işgal eden Almanya, Molotof-Ribbentrop Paktı gereği, Polonyanın doğusunu da Kızılordunun işgal etmesine ses çıkarmamıştı. En az Naziler kadar gaddar olan Sovyet Yönetimi, Polonyalı 18 bin subay, 230 bin asker ve 12 bin polisi tutsak olarak almış ve Ekim ayının sonunda bu tutsakları Kozielsk, Starobielsk ve Ostashkovo kamplarına nakletmişti.5 Mart 1940'ta Berianın önerisi ve Stalinin de onayıyla bu tutsakların 15 bininin öldürülmesine karar verildi.

Robespierre'in önderliğinde Halk Koruma Komitesi bir çok infaza sebep olmuş ve ülkede terör estirmiştir. Bunu öğrenen Danton ülkesinin geri çekilmesinden dolayı Paris'e 1973 Kasımında geri dönmüştür. Arkasına halkın da desteğini alan Danton daha önceki müttefikleriyle çatışmaya girer. Ancak Robespierre, Danton ve yandaşlarını yakalayarak devrim mahkemesi öncesi giyotinle idam etmeye çalışır.Yönetmen Andrzej Wajda, oyuncu Gérard Depardieu ve devrim filmi Danton birçok ülkede ödül almıştır.

Polonyalı yazar ve tarihçi Pawel Jasienica’nın gerçek hayat hikayesinden yola çıkılarak yapılan filmde, Profösör ve yazar Warczewski 1968 Mart döneminde sisteme muhalif bir siyonist olduğu gerekçesiyle izlenmektedir. Kamila profösörü izlemekle görevli ajan Rozek in sevgilisidir ve sevgilisinin gizli servis ajanı olduğunu bilmemektedir. Öğrendiğinde Rozek'in zorlaması ile O da gizli servis adına çalışmak zorunda kalır...

Filmde bir taksi şoförünü vahşice ve sebepsizce öldüren işsiz, amaçsız bir gencin idama giden hikâyesi anlatılır. Film modern dünyadaki insanın derin bunalımlarını anlatırken adalet kavramını da masaya yatırır. Filmdeki gencin taksi şoförünü niçin öldürdüğünü bilemeyiz. Ama devletin o genci asmasının hukuksal sebeplerini herkes bilmek zorundadır. “Bu filmi çekmek istememin sebebi, bütün bu olanların benim adıma yapıldığını düşünmemdir” der Kieslowski. Kieslowski’ye göre, devlet birinin boynuna ipi geçirip altındaki tabureye tekme atarsa bunu onun adına yapıyordur ve buna karşı çıktığı için çekmiştir bu filmi.” Kieslowski’nin ünlü TV dizisi Dekaloglar’ın beşinci bölümünden sinemaya aktarılan bu film, idam cezası hakkında şimdiye kadar yapılan en güçlü filmlerdendir. Umarsız, serseri bir genç Varşova sokaklarında avare avare dolaşır ve bir taksi şoförünü önce dövüp sonra da boğarak öldürerek anlamsız bir şiddet eylemine girişir. Filmin ikinci bölümünde, genç bir avukat, katil gencin idamını durdurmaya çalışır. Çoğu idam karşıtı filmden farklı olarak, Öldürme Üzerine Kısa Bir Film, son çare olarak sansasyon hevesine ya da izleyicinin duygularına başvurmaz. İdam cezasının, cinayetin sadece meşrulaştırılmış bir formu olduğunu hissettirmek için, her iki öldürme eylemi, aynı tüyler ürpertici ama duygulardan arındırılmış ayrıntılarla gösterilir. Ahlaki ve etik meseleler, avukatın kendi iş arkadaşlarıyla yaptığı tartışmalar aracılığıyla aktarılır ama filmin etkisi ne gösterdiğiyle çok daha yakından ilişkilidir. Kieslowski, daha önce öldürmenin dehşetini yakalamaya çalışan bütün girişimleri, tiksindirici yeşil-sarı görüntünün kullanımıyla gölgede bırakır.