Orjinal Dil
Amerikan rüyası içinde kaybolmuş, yaşam mücadelesinin içinde kendini unutmuş ve bilindik hayatın seyrine dalmışken Harold, kendini aramaya başlar. Bir avukat olan Harold, ailesinden ayrı hippi yaşamı süren kardeşinden ve yeni kız arkadaşının yaşımından etkilenir ve artık toplumun ve onun ahlakının beklentileri içinde yaşamaktan vazgeçer. Harold gerçek sevgiyi ve yaşamı bulmak için yeni bir yolculuğa çıkacaktır.Başrolünde Pembe Panter film serisinin kahramanı Peter Sellers'ın oynadığı 1968 yapımı bu filmi daha iyi tanıtmak için başındaki kısa konuşmadan alıntı yapabiliriz.- Çatlamış duvardaki çiçek, seni çatlaklardan koparıyorum. Kökün ve her şeyinle seni elimde tutuyorum küçük çiçek. Ama eğer seni anlayabilsem, ne olduğunu bilsem, kökünle ve her şeyinle; o zaman tanrıyı ve insanı da anlarım.- Çok güzel. Ginsberg'ten mi?- Hayır, Tennyson.- Ama eğer seni anlayabilsem, ne olduğunu bilsem, kökünle ve her şeyinle; o zaman tanrıyı ve insanı da anlarım. Yani tanrıyı anlamak için, insanı anlamak için önce bir çiçeğin ne olduğunu bilmeliyiz. Çiçek! Ama bir çiçeği nasıl anlarsın, önce kendini tanımıyorsan? Kimsin sen? Kim olduğunu biliyor musun? Bir yol bulmalıyız, onlara sevgi mesajlarımızı göndermek için. Çok geç olmadan, sevme isteği uyandırmalıyız. Sevgi çiçekleri göndermeliyiz. Sevgi keşlerine döndürmeliyiz onları. Sarılıp öpmeliyiz. Sokaklarda, evlerinde, işyerlerinde, zihinlerinde.