Ayla Algan

Ayla Algan 29 Ekim 1937 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Vedat Kasman, annesinin adı modacı Nevzat Kasman'dır. Çocukluğunda piyano, bale ve şan dersleri aldı. Müzik ve tiyatro sanatlarını iç içe yaşayan bir sanatçı olan Ayla Algan, Yunus Emre'nin şiirlerini Almanca, Fransızca, İngilizce olarak şiirli-şarkılı okuyarak Yunus Emre'yi dünyada tanıtmıştır. Onu halka mal eden ise mizahi bir dili olan "Koca Öküz" adlı şarkısı olmuştur.

Tiyatroda Hamlet rolünü oynayan Dünyadaki sayılı kadın oyuncu arasında yer alır. Tiyatro alanında eğitmenlik yapmaya, ayrıca sinema filmleri ve dizilerde rol almaya devam etmektedir. 1972'de Devlet Sanatçısı unvanı ile onurlandırılmıştır. 2015-2016 sezonunda Kurtlar Vadisi Pusu adlı dizide "Anadolu Selçuklu" karakterini canlandırmıştır.

  1. Ah Güzel İstanbul
    Tüm Bilgiler
    Ah Güzel İstanbul Dram, Komedi 
    Yerli Film
    İstanbullu bir adamın taşralı bir genç kadına aşkı konu edilir. Haşmet, iflas etmiş saraylı bir ailenin son temsilcisidir. Elden çıkardıkları yalının bahçesinde bir kulübede yaşayıp seyyar fotoğrafçılık yaparak geçimini sağlamaktadır. Bir gün artist olma hayaliyle İstanbul’a gelen Ayşe’yle tanışır. Haşmet, Ayşe’ye âşık olur. Genç kadının kötü yola düşmesinden korkarak ona yardım etmeye karar verir
    • 1966
    • Türkiye
    • IMDb 8,0
    • 155
    • 0
Ayla Algan Haberleri
Yunan sineması sinema tarihinin ortalarına kadar sürekli gelişen bir sinema endüstrisine sahip olamamıştır. Bunun temel sebepleri; Yunan sinemasının devlet tarafından desteklenmemesi ve ülkenin yakın dönem siyasi tarihinde yaşanan krizler olarak gösterilebilir. Özellikle yeni yönetmenler için işleri maddi olarak daha da zorlaştıran ekonomik krizler; yasaklar ve engeller nedeniyle Yunan sineması, geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğine kadar dünya çapında izleyiciler arasında çok popüler olamamıştır.
  •   201
  •   0
Sinema da diğer sanat disiplinleri gibi çağının ruhunu yansıtan öyküler anlatır. Modern dönem aygıtı olarak içinde bulunduğu toplumun değerlerinden etkilenen sinema politik, ekonomik ve kültürel değişimlerden bağımsız değildir. Her ülke sineması kendi kültüründen beslenerek ürettiği filmler ile bir tür toplumsal ayna görevi görür. Seyirci izlediği her filmde o ülkenin sosyal ve kültürel yapısına da tanıklık eder. Sinema ticari yapısının yanı sıra aynı zamanda hem bir kültür oluşturucu hem de bir kültür aktarıcıdır. Kültür aktarıcısı olarak sinema oldukça güçlüdür ve aynı zamanda ülkelerin görsel hafızasını oluşturur. İran sineması da var olduğu toplumun değerlerinden yola çıkarak ticari ürünlerin yanı sıra Dünya’da kabul görmüş önemli sanatsal eserler vermiştir. İran sineması devrimden önce ticari ve aynı zamanda Yeni Dalga akımının ilk dönemini yaşamış devrimden sonra ise bu akımın en verimli dönemine tanıklık etmiştir. Yönetmenlerin kişisel dünyalarını görselleştirerek aktardıkları sinemasal ürünler aynı zamanda yaşadıkları toplumun yansımasıdır. Majid Majidi’de İran toplumunda yetişmiş ve İran Yeni Dalga sinemasının son kuşak temsilcileri arasındadır. Kendi coğrafyasında ülkesinin kültürel ve sosyal değerlerinden etkilenerek filmler üreten Majidi’nin anlatı dilindeki çok katmanlılık İran sanatlarındaki zenginlikten kaynaklanmaktadır. İslami görüşten yola çıkarak yaptığı filmleri genel insani değerlere vurgu yapmaktadır. Sinemada gerçekçilik yaklaşımını benimseyen Majidi cennetin çocukları filmi ile oldukça doğal ve yalın bir anlatım diliyle çocuk masumiyeti üzerinden insan doğasını yansıtan bir anlatı sunmuştur. Çocuk bakış açısıyla aktardığı ahlak ve erdem gibi unsurları işlediği ‘Cennetin Çocukları’ filmi dış gerçekliği olduğu gibi aktaran sade bir anlatı diline sahiptir. Filmde kamera kullanımının yanı sıra aydınlatma ve mekan unsuru da gözün algıladığı biçimde aktarılmıştır.
  •   311
  •   0