Tarih boyunca resim, heykel, müzik, edebiyat, sinema gibi sanat dallarının erkek
temsilcileri olduğu kadar kadın temsilcileri de mevcuttur. Ancak bu mevcudiyet, söz
konusu sanat dallarına ilişkin literatür çalışmalarında kadın sanatçıların da erkek sanatçılar
kadar yer alabildiği anlamına gelmemektedir. Kadın sanatçıların sanatlardaki görünmezlik
sorunsalı, bu sanat dallarında kadın temsilcilerin olmaması ile değil, kadın sanatçıların
literatür çalışmalarında görünmez kılınması ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla kadın
sanatçıların hayatlarını yazmak; kadınların da sanatsal faaliyetlerde başarılı oldukları
gerçeğini belgelemek ve onları da “geleneksel olarak benimsenen tarihsel çerçeveye
yerleştirmek” açısından önem taşımaktadır (Berktay, 2012: 15). Kadın sanatçılar üzerine
yapılan özellikle monografik çalışmalar, kadın sanatçıların görünür kılınması bakımından
önem arz etmektedir. Bu çalışmalar, kadın sanatçıların sayısının yadsınamayacak kadar
fazla olduğunu, yalnızca literatürün dışında bırakılmak suretiyle görünmez kılındıkları
gerçeğini ifşa etmektedir.